Paylaş
Çiller döneminin en zararlı gelişmelerinden birisi ekonomik verilerde yaşanan aşınma olmuştu. Bazı verilerin kamuoyuna açıklanması gecikti. Başka bazı verilerde iktisat, istatistik, hatta mantık ölçülerinin dışında hareketler görüldü.
Şimdiki hükümetin herhangi bir can acıtıcı roferm yapmadığı sık sık vurgulanıyor. Buna biz de katılıyoruz. Ancak reform niteliğinde olmasa da bazı konularda mesafe aldılar. Bunu da unutmayalım.
Bunlardan birisi iktisadi verilerin daha sağlıklı hazırlanıp açıklanması, mantık dışı hareketlerin törpülenmesi veya burada daha ölçülü davranılması.
Bazı önemli örnekler şunlar.
DIŞ TİCARET
İlk olarak yüksek enflasyon ortamlarında en kritik gösterge olan dış denge rakamlarını alalım.
Çiller döneminde dış ticaret rakamları 5-6 ay geriden gelir olmuştu. 1996 yılının ortasını hatırlıyoruz. Dış dengenin durumunu analiz etmek için veri arasanız elinizde sadece ocak ayı rakamları bulunurdu.
Bu gibi bir gecikme ile piyasaların kısa vadeli tahmin ihtiyacını cevaplamak mümkün değil. Bu nedenle dış denge rakamları arka planda kalmaya başlamıştı.
Oysa bu sene ocak ayı dış ticaret rakamları mart ayının ortasında açıklandı. Veriler bir buçuk ay sonra elimize geçer oldu.
BAVUL TİCARETİ
Çiller döneminde bavul ticareti istatistikleri ile ilgili sorular da sormaya başladık.
Merkez Bankası'nca hazırlanan ve bilimsel açıdan şüpheyle karşıladığımız bir istatistiksel araştırma ön plana çıkarıldı. Bavul ticareti için 10 milyar dolardan tutun 14 milyar dolara varan rakamlardan söz edildi. Oysa aynı dönemde, doğru istatistiksel yöntemler kullanan DİE araştırması 4 milyar dolar gibi bir rakama işaret ediyordu. (4 milyar dolar büyük bir rakam.)
Bavul ticaretinin şimdiki gidişatına bakın. Daha insaflı davranıldığı görülüyor.
HAZİNE
En olumlu gelişmelerden birisi, Hazine'nin iç borç programını oturtması oldu.
Eskiden Hazine'nin ne kadar borçlandığı, Merkez Bankası'na ve diğer kamu kurumlarına kâğıt satıp satmadığı tam olarak anlaşılmaz, iç borç verileriyle ilgili belirsizlikler bono piyasasında kendi başına bir volatilite yaratmaya yeterdi. Ayrıca bu konudaki bilgilerin önceden piyasalara sızdığını gazetelerde okurduk.
Şimdi bu tamamen değişti. İç borçlanma programı yerine oturdu. Verilerdeki belirsizlik ortadan kalktı. İhale faizlerinin piyasaya önceden sızması, bildiğimiz kadarıyla tamamen durdu.
(Bundan 6 ay önce de vurgulamıştık. Burada halen de alınacak küçük bir mesafe var. Kamu kuruluşlarının ortalamadan aldığı kâğıt miktarı iç borç programının dışında tutuluyor. Bu miktarın da programa dahil edilmesi yararlı olacak.)
BUNDAN SONRASI
Bundan sonra neler yapılabilir?
İki iyileştirme daha akla geliyor. Birincisi, ödemeler dengesi konusunda.
Ödemeler dengesi, Çiller döneminden önce her ay açıklanırdı. Çiller döneminde bir karar alındı. Ödemeler dengesi rakamları üç ayda bir açıklanır oldu.
Yani geriye gidildi.
Bu uygulama halen de devam ediyor. Merkez Bankası bu kritik gösterge konusunda eskiden olduğu gibi, daha dikkatli davranmalı.
İkinci nokta, enflasyon rakamlarının her seferinde önceden piyasalara sızması.
Bu, verilerin hazırlanıp kamuoyuna açıklanma sürecine ciddi bir gölge düşürüyor.
SONUÇ
Ekonomik verilerin daha sağlıklı hazırlanıp kamuoyuna açıklanması konusunda gösterilen çabaları olumlu karşılıyoruz.
Paylaş