Paylaş
Türkiye'de Hazine bonolarını genellikle kurumlar alır.
Vatandaş ise parasını repo'da değerlendirir. Vadeyi kısa tutar, riskleri bankalarda bırakır.
Şimdi bono piyasasına baktığımızda 6-7 aylık dönemler için yüzde 135 civarında faizlerle karşılaşıyoruz. (Dün öğleden sonra faizler yüzde 133'e gerilemişti.)
Vatandaş son yıllarda izlediği stratejiyi değiştirip (geçici bir süre için) bu kâğıtlara yatırım yapmalı mı?
Cevaplaması kolay olmayan bir soru.
VERİLER
Geçtiğimiz hafta piyasaya sürülen 5 Mayıs vadeli bonolar yüzde 146'nın üzerinde bir faiz getirdi.
Net.
Merkez Bankası TL.'nin değer kaybını yüzde 55-60 civarında götürüyor.
Enflasyon ise yüzde 76 civarında.
Bu durumda son kâğıtların reel faizi, neresinden bakılırsa bakılsın, nasıl tanımlanırsa tanımlansın en az yüzde 30. Çok yüksek.
NEDEN?
Vatandaşın bu kâğıtları alıp almama kararı büyük çapta bu faizin neden bu kadar yüksek olduğuna bağlı.
Bu nedenler karmaşık. Ancak birisi, uluslararası piyasalarda risk primlerinin yükselmiş olması. Bir diğer neden, Türkiye ekonomisine özel bazı riskler.
Risk primlerine bakalım. Uluslararası piyasalarda faizler düşüyor. Ama aynı zamanda da şirketlerin, riskli ülkelerin aldıkları kredilerin risk primi bundan bir yıl öncesine kıyasla çok daha yüksek seyrediyor. Örneğin bundan bir buçuk yıl önce Hazine yüzde 2-3 arasında bir risk primi öderken, bu aralar risk primi yüzde 6-8 aralığına yükselmiş bulunuyor.
Demek ki eskiden yüzde 20 reel faiz getiren TL. cinsi bir hazine bonosu sadece bu nedenle en az yüzde 24-26 reel faiz verme durumunda.
Buna bir de dünyadaki en riskli pozisyonlardan birisini taşıyan Türkiye ekonomisinin özel durumunu ekleyin, reel faizin yüzde 30'u neden aştığı anlaşılır.
DENGE
Demek ki reel getiri iyi.
Ama risk de yüksek.
Peki alınan riske karşılık, verilen yüzde 30 reel getiri yeterli mi?
Burada kararı vatandaşın kendisi verecek.
Biz ancak birkaç hatırlatma yapacağız.
Uluslararası piyasalardaki yüksek volatilite aynı şekilde devam edemezdi. Azalma zorundaydı. Bu şimdi gerçekleşiyor, Hazine'ye kısıtlı da olsa yeniden borçlanma imkânı yaratıyor.
Bununla birlikte Türkiye benzeri gelişen piyasalara verilen kredilerin hacmi artık daha düşük bir seviyede seyredecek. Faizi daha yüksek olacak.
Türkiye ekonomisinin dış denge sorunları ve reel ekonomideki daralma ağırlaşarak devam edecek.
SONUÇ
Olaya başka açıdan da bakılabilir.
Vatandaş bono almazsa, parasını nasıl değerlendirebilecektir?
Repo'dan alınacak bileşik faiz yüzde 111. Yüzde 135'lik bono faizinin ciddi biçimde altında. (Ama Türkiye ekonomisinin ağırlaşan sorunlarından kaynaklanan risklerden de etkilenmiyor.)
Ancak, repo kısa vadede tek seçenek değil. Eğer yatırılan para ‘‘büyükçe’’ ise vatandaş bankalardan özel faizler de alabiliyor.
Örneğin bir günlük mevduata yıllık bileşik yüzde 130-145 gibi faizler veren bankalar olabilir.
Paylaş