Paylaş
Geçtiğimiz hafta çarşamba, perşembe ve cuma günleri İstanbul ve İzmir'de üç toplantıya konuşmacı olarak katılma fırsatını elde ettim. Dinleyicilerin toplam sayısı sanırım binin üzerinde idi.
Konuşma süresinde çeşitli sorular soruldu. Ayrıca toplantı sonrasında da bazı katılımcılarla beraber olup sohbet etme fırsatı elde ettik.
Edindiğim bazı izlenimleri burada sıralamak istiyorum.
YETENEK
Toplantılara katılanların en ilginç özelliklerinden birisi, Türkiye'de yetenekli, profesyonel, işini gücünü ciddiyetle yapan, olayları yakından izleyen kesimin sanıldığından çok daha geniş olduğunu bir kez daha göstermesiydi.
Gazetelerin birinci sayfalarında yozlaşma, çeteleşme vs. ile ilgili haberler aslında bizlere bu kesimin varlığını kısmen unutturmuş durumda.
Gazetelerin birinci sayfasındaki haberleri okuyan bir kişi, sanki toplumun tümü bu işlere karışmış gibi bir hisse kapılıyor.
Oysa bu herhangi bir şekilde doğru değil.
Birinci sayfalardaki olayların önemi büyük. Ama sansasyonel yönü de öyle.
Ciddi insanların, işini en iyi şekilde yapan profesyonellerin, işadamlarının, tücaarların varlığı ister istemez gözardı edilebiliyor.
Gazetelerin ilk sayfalarındaki haberler tüm sanayi sektörüne, ticaret sahnesine ve elbette siyasete genelleştiriliyor.
Benim toplantılar sırasında elde edindiğim izlenimler, bu çeşit yüzeysel genelleştirmelerin son derece yanlış olduğunu bir kez daha doğruluyor.
Siyasetçiler ve Ankara, Türkiye'deki belli bir kesimi yok sayıp, onları ciddiye almamakla hata ediyorlar.
Ciddi sorunlar topluma anlatılsa, bu belli bir olgunlukla karşılanacak.
REEL ÜRETİM
Yaptığım toplantılardan edindiğim bir ikinci ve belki de daha önemli izlenim, reel ekonominin durumu ile ilgili.
Konuştuğum yatırımcı ve yöneticiler, zor bir dönemden geçildiğini biliyorlardı. Ama sorulan soruların ezici bir çoğunluğu, üretim ve kredi piyasaları konusunda bize bu zorlukların ilk tahminlerden daha ağır olduğu yönündeydi.
Diğer bir deyimle kredi piyasalarında, üretim sürecinde şirketlerin karşı karşıya oldukları sorunların tahminlerin ötesinde olduğunu gördüm.
Ekonomideki durgunluk ilk bakışta görüldüğünden daha ağır.
Ayrıca, ihracatta yaşanan sorunların da gitgide daha ağırlaşacağı görülüyor.
Kredileri rool-etme olayı da benzer bir durumda.
Bu izlenimler yanlış değilse reel üretimdeki zorluklar artıyor. Ve gördüğümüz kadarıyla bir tedbir de alınmıyor.
SONUÇ
Daha önceleri de değindiğimiz gibi üretim ve ihracattaki gerileme konusu gündemin ilk sıralarına çıkmaya başlıyor.
Bu nedenle biz de olayı bir dizi yazıda ele alacağız.
Paylaş