Paylaş
Menkul kıymet gelirlerine konması düşünülen vergiler birkaç haftadır piyasalarda çalkantı yaratıyordu.
Dedikodular, beklentiler gitti geldi.
Hava olumluya döndü. Sonra yeni demeçler verildi. Piyasalar yine tedirginleşti.
Geçen hafta kapanışa doğru beklentiler olumsuzdu.
Merkez Bankası yine döviz satıp devalüasyon oranını düşük tutmaya çalışıyordu.
Bono piyasasında faizler yüzde 120'nin üzerindeydi. Bütün bu kargaşa sırasında bir nokta dikkatimizi çekti.
BEKLENTİ
‘‘Vergi konusunda ister terdirgin, ister umursamaz kiminle konuşursak konuşalım ilginç beklentiler gördük.
Oyuncuların neredeyse tümü menkul kıymetlere getirilmek istenen vergilerin, sonunda ya erteleneceği kanısındaydı veya hiç geçmez diyordu.
Diğer bir deyimle, herkes zaten ‘‘biliyordu’’.
Türkiye'nin şimdiki koşullarında, finansal piyasalarda hassas dengeler dururken bu çeşit bir vergiye işlerlik kazandırmak işi, sonunda bir krize götürebilir. Siyasetçiler de sonunda mesajı alacaklardır.
Söz konusu vergi ertelenecektir.
Elbette piyasalarda diğer oyuncuların tepkilerine göre piyasalara bazen satışlar geliyor veya döviz bazen canlanıyordu. Ama bu (küçük) çalkantılar sırasında bile oyuncuların büyük çoğunluğu olayın erteleneceğinden neredeyse emindi.
O zaman...
NEDEN
Ortaya şöyle bir durum çıkıyor.
Vergi konusu gerçekten ertelenecekse, piyasaların şu anda kaldıramayacağı ağırlıkta bir konuysa o zaman neden bu şekilde gündeme geldi?
Merkez Bankası'nın bir miktar rezerv harcamasına neden oldu. Her geçen gün biraz daha büyümekte olan uluslararası finansal kriz nedeniyle zaten tehlikeli bir dalga ile karşı karşıya olan piyasalar üzerinde ek bir stres yarattı.
Paralar kaybedildi.
Evet. Vergi geciktirilecekse neden ısrarla gündeme getirildi?
KOORDİNASYONSUZLUK
Biz vergi konusunda Ankara'nın iyi niyetli olduğunu düşünüyoruz. İşin içinde ideolojik veya politik art fikir olmadığının farkındayız.
Ayrıca vergi kanununda birçok olumlu adım bulunduğu da unutulmamalı.
Menkul kıymetlere vergi getirileceğinin gündeme gelmesi ve gündemde yerini korumasını tek bir nedene bağlıyoruz:
Ekonomi yönetimindeki koordinasyonsuzluk.
Çeşitli kurumlar veya bakanlıklarca alınan kararları bir çerçeve içine oturtacak, bu kararların birbiri ile tutarlı olup olmadığını kontrol edecek ve gerektiğinde vetosunu kullanacak bir mekanizma yok.
Böyle olunca da, bir açıdan faydalı gibi görünen bazı adımların zararlı yan etkilerini ortaya çıkarmak zaman alıyor. Olay kamuoyundan dönüyor.
Oysa atılan adımların koordinasyonunu iyi yapan bir ekonomi yönetimi sonradan geri çekilecek bu gibi çabalara en baştan girişmezdi.
Gereksiz çalkantılar yaşanmazdı.
Paylaş