Asya'da durum

Salih NEFTÇİ
Haberin Devamı

Asya krizinin henüz sadece başındayız.

Yaptığımız Asya turu bunu gösteriyor.

Batı finansal piyasalarının da bu durumu tam olarak kavradığından emin değiliz.

Zamanla bu konunun detaylarına gireceğiz.

Bugün sadece bazı gözlemlerimizi ve kulağımıza gelenleri aktaralım.

TAYLAND

Asya krizi Tayland'ın devalüasyon yapmasıyla başlamıştı.

Tayland, ekonomisinde gerekli düzeltmeleri yapmaya başlayan ilk ülkelerden birisi oldu.

Asya krizinin en ileri safhasında diye nitelenmesi gereken bir durumda.

Duyduklarımıza bakın.

Tayland hükümeti bu sene ekonominin yüzde 7 civarında küçülmesini bekliyor. Büyük bir düşüş.

Ama gerçek ne yazık ki biraz daha farklı.

Tayland ekonomisini yakından izleyen piyasa profesyonelleri ile konuştuğumuzda bize şöyle dediler:

‘‘Hükümet durumu iyi göstermeye çalışıyor. Biz 1998'de Tayland ekonomisinin en az yüzde 10.5 küçülmesini bekliyoruz.’’

Yüzde 10.5 küçülmek!

Siz düşünün.

GÜNEY KORE

Güney Kore, Asya krizine daha sonra yakalandı.

Ama en ciddi tedbirleri alan Güney Kore oldu.

Korkmadan sorunların üstüne gittiler.

Bu kararlılık bir ara yüzde 50 değer kaybetmiş olan Kore parasını kısa zamanda güçlü kıldı. Dolar 1600 Won civarından, 1250 Won civarına geriledi.

Yani hükümetin aldığı tedbirler Won'a en az yüzde 20 değer kazandırdı.

Fena mı?

Değil elbette. Ancak yeni bir sorun ortaya çıktı...

Won değer kazanırken Japon Yeni değer yitiriyor.

Oysa Güney Kore ve Japonya benzer mallar üretiyorlar. Neticede Güney Kore bundan birkaç ay önce yakalamış olduğu rekabet avantajını kaybediyor.

Ve... Japon malları ile rekabet edebilmesi için yeni bir devalüasyona gitmesi gerekiyor.

VE ÇİN

Çin devalüasyon yapar mı?

Yapmaz mı?

Asya'da gördüğümüz kadarıyla, bu soru artık geride kalmış durumda.

Çünkü Çin ekonomisini yakından izleyen uzmanlarla konuştuktan sonra Çin'in ‘‘çaktırmadan’’ parasının değerini hafif hafif düşüren tedbirleri almaya başladığını fark ediyoruz.

Bu, bir süre sonra uluslararası piyasalarca fark edilecek.

TEMKİN

Asya'da krizden başka şeyler de oluyor.

Ama şimdilik bu kadar. Bitirmeden bir son sözümüz var:

‘‘Yarın bir şey beklemiyoruz. Ama Türkiye'de orta vadeli planların temkinli yapılması gerekiyor.’’













Yazarın Tüm Yazıları