Sayıların Dili
Ekonomiyle ilgili bazı önemli sayılar vardır … Her ay ihracat ve ithalat rakamlarıyla birlikte açıklanır.
Ama pek haber bültenlerinde yer bulamaz.
Haber kanallarında sabahın ilk saatlerine kadar süren tartışma programlarına konu olacak kadar değer görmez bu sayılar …
Halbuki bu sayılar ülke ekonomisinin geleceğe ne kadar hazır olduğunu anlatır.
Ülke halkının emeğinin dünya pazarlarında ne kadar değer gördüğünün göstergesidir.
Bana sorarsanız bu kritik sayılar sabahlara kadar enine boyuna tartışılmalıdır. Nasıl bu alanda hızla yol alabileceğimiz konuşulmalıdır.
**
Neden mi bahsediyorum?
Yüksek teknoloji ürünleri ihracatımızdan!
Yüksek teknoloji ürünleri ihracatının, genel ihracat içindeki payı son beş yılda %3 seviyelerinde gerçekleşti.
Hatta geçen Temmuz ayında yüksek teknoloji ürünlerinin ihracat içindeki payı %2,9’a geriledi.
**
Biliyorsunuz doların son yıllarda aşırı değerlenmesi ile birlikte ihracatımızın ortalama kilogram fiyatı zaten düşmüştü.
2014 yılında en tepe noktalara çıkan ihracat kilogram fiyatı şu anda 2007 seviyelerine gerilemiş durumda.
Bugün Türkiye’nin 1 dolara sattığı bir ürünü Japonya 2.81 dolara, Almanya 2.69 dolara ve Güney Kore 1.97 dolara satıyor.
Bu sayılar şu anlama geliyor:
Çok daha fazla çalışıp, daha az kazanıyoruz.
Bizim emeğimiz daha az değer görüyor.
Çünkü katma değerli ürün üretmiyoruz, üretemiyoruz!
**
Dünya Bankası’nın verilerine baktığımızda karşımıza şöyle bir resim çıkıyor:
1990 yılında Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünleri ihracatı 106 milyon dolardı.
On yıl sonra, 2000 yılına gelindiğinde Türkiye yüksek teknoloji ürünleri ihracatını 10 kat artırarak 1,1 milyar doların üzerine taşıdı.
2000’li yıllardan sonra yüksek teknolojiye olan ilgi ve yatırım Çin’de dahil olmak birçok ülkede artarken, Türkiye’de yavaşladı.
2000 yılından, 2016 yılına kadar geçen 16 yıl içinde yüksek teknoloji ürünleri ihracatımız yaklaşık 2 kat büyüyerek 2,3 milyar dolara ulaşabildi.
POLONYA VE ÇEK CUMHURİYETİ
Türkiye’nin 106 milyon dolarlık yüksek teknoloji ürünleri ihracatı olduğu 1990’lı yıllarda Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerin yüksek teknoloji ürünleri ihracatı neredeyse sıfırdı.
Çek Cumhuriyeti 10,5 milyon kişinin yaşadığı bir ülkedir.
Polonya 38 milyon kişinin yaşadığı bir ülkedir.
Bugün Çek Cumhuriyeti’nin yüksek teknoloji ürünleri ihracatı Türkiye’nin 10 katına, yani 20 milyar dolara ulaşmıştır.
Çek Cumhuriyeti eğitimden başlayarak, devlet yatırımlarıyla da teknoloji üretimine büyük önem vermektedir. Bu sayede 10,5 milyon kişinin yaşadığı bir ülke 20 milyar dolarlık yüksek teknoloji ürünleri ihracatı gerçekleştirebilmektedir.
Polonya’nın yüksek teknoloji ürünleri ihracatı ise bugün Türkiye’nin 6 katından fazladır, yani 13 milyar doları aşmıştır.
Aynı şekilde Polonya da, teknoloji eğitimini ve yatırımlarını stratejik alanlar olarak belirlemiştir.
Tablodan da görüleceği gibi 1990’lı yıllarda Çin, Hindistan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerle Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünleri ihracatı aynı seviyedeydi.
Ancak bugün geldiğimiz noktada Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünleri ihracatı, bizim gibi gelişmekte olan bu ülkelerin çok gerisinde kalmıştır.
Ülkemizin büyük hedefleri var 2023 ve ötesi için.
Bu hedeflere ulaşabilmenin yolu teknoloji geliştirmekten ve üretmekten geçiyor.
Türkiye bunu başarabilir!
Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi benimle Twitter’da (sbinici_) paylaşabilirsiniz.
