Artık çantalarımızda ıvır zıvırla birlikte bir küçük şişe su taşır olduk.
Susamamış olsak da zorla su içiyoruz. Uzmanlar da suyun vücut için ne kadar vazgeçilmez değere sahip olduğunu durmadan vurguluyorlar. Günde sekiz bardak, hatta on bardak su içmek için çeşitli yöntemler deneyen ve kendini su içmeye alıştırmak için çaba sarf eden bir dolu insan tanıyorum.
Su tabii ki önemli vücudumuz için. Yaklaşık yüzde altmışımız sudan oluşuyor ve su vücuttan zararlı maddelerin atılmasından hücrelerin bütünlüğünün sağlanmasına, sindirimin gerektiği gibi gerçekleşebilmesinden hücrelere oksijen ve besin taşınmasına kadar pek çok önemli görev üstlenmiş durumda. Örneğin yeterince su almayan bir insanın kanında üre ve sodyum miktarı zararlı olabilecek ölçüde artıyor.
Ama tam aksi durumda, yani aşırı miktarda su içilmesi durumunda da kanda bulunan sodyum miktarı azalır ve bu da "su zehirlenmesi" denen şeye bile neden olabilir. Buradaki "aşırı" sözcüğünün altı çizilmeli, çünkü yazımdan su içilmemesi gibi bir anlam çıkmasını istemem. Söylemeye çalıştığım, "Ne kadar su içersem o kadar iyi" deyip vücuda aşırı miktarda su almanın yanlış bir şey olduğu.
Erişkin bir insanın günlük su kaybı 2,5-3 litre olduğuna ve vücudumuza su almanın tek yolu su içmek olmadığına göre, örneğin günde 12 bardak su içmenin de pek bir manası yok. Ancak su kaybı, işe, mesleğe, gün içinde yapılan aktivitelere ve özel sağlık koşullarına göre değişiklik gösterir. Bu yüzden, günde dört saat sporla uğraşan biriyle, masa başı işi yapan diğerinin ne su kaybı, ne de bu kayba karşılık alması gereken su miktarı aynı olacaktır. Dediğimiz gibi, besleme şeklinin ve diğer faktörlerin de günlük su ihtiyacımızı belirlemekte büyük rolü vardır. Sebze ağırlıklı beslenen birinin etle beslenen birinden daha az suya ihtiyacı vardır, çünkü yediği sebzelerin içinde zaten su vardır.
Bütün bu bilgilerin ışığında şunu söyleyebiliriz: Bir gün içinde ne kadar su içmemiz gerektiğini çeşitli faktörler belirler. "Ne kadar su içersem o kadar iyi" anlayışı da "Aman canım ne olacak, yediğim yiyeceklerden ve içtiğim sıvılardan aldığım su miktarı yeterli, ekstra su içmeye gerek yok" anlayışı kadar yanlıştır. Yani su içme konusunda da sağlığımızla ilgili diğer konularda olduğu kadar bilinçli davranmalıyız.
Sucuklu dürüm Malzeme listesi
á 2 adet tavuk göğüs eti
á 15-20 dilim sucuk
á 2 adet sivri biber
á 2 adet taze soğan
á 2 adet orta boy domates
á 1 çay kaşığı tuz, karabiber
á 5 yemek kaşığı zeytinyağı
á 3-4 yaprak (adet) kıvırcık marul
á 1 demet maydanoz
á 6-8 adet dürüm ekmeği
(Lavaş, pide ya da ince yufka ekmeği olabilir.)
Tavuk etini parmak şeklinde dilimleyin. Sivri biberleri ve taze soğanları ayıkladıktan sonra ince ince doğrayın. Yıkayıp süzdüğünüz marul yapraklarını ve ayıkladığınız maydanozları da incecik dilimleyip bir kenarda bekletin. Domatesleri de tavla zarı formunda küp küp doğrayın. Zeytinyağı ve tavuk etlerini orta boy bir tavaya aktarın. Orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak, tavuklar suyunu çekinceye kadar, 5-6 dakika kavurun. Soğan ve biberi ekleyip 2-3 dakika daha karıştırarak pişirdikten sonra, tuz ve karabiberi serpin. Küp küp doğradığınız domatesleri ve incecik dilimlediğiniz sucukları da tavaya aktarıp, ara sıra karıştırarak 4-5 dakika kavurun. Son olarak, incecik kıyılmış marul ve maydanozu da üzerine ilave edip 1-2 dakika daha pişirdikten sonra ocaktan alın. Ilık hale gelmesi için kenarda bekletin. Dürüm ekmeklerini içine sucuklu karışımı eşit olarak paylaştırın. Ekmekleri sararak rulo yapın. Hazırladığınız dürümleri servis tabağına alıp yanına domates ve salatalık koyarak servis yapın.
Meyve şekerlemeli bisküvi
Malzeme listesi
á 150 gr. margarin (Oda sıcaklığında beklemiş olmalı.)
á 1 adet limon kabuğunun rendesi
á 2 adet yumurta sarısı (Oda sıcaklığında beklemiş olmalı.)
á 4 yemek kaşığı pudra şekeri
á 1 paket vanilya
á 2,5 su bardağı un
á 1 çay kaşığı tuz
Üzeri için;
á 2 adet yumurtanın akı
á 1 su bardağı meyve şekerlemesi (yumuşak olacak)
Öncelikle, oda sıcaklığında yumuşamış olan margarini, limon kabuğu rendesini ve yumurta sarılarını derin bir kaba aktarın. İçine pudra şekeri, tuz ve vanilyayı ekleyerek yoğurun. Unu da azar azar ilave ederek yoğurmaya devam edin. Hamuru 15-20 dakika dinlendirdikten sonra, ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yuvarlayıp, yassı hale getirin. Hamuru şekilli kurabiye kalıplarıyla da kesebilirsiniz. Şimdi de bisküvilerin üzerine yumurta akı sürün ve üzerlerine birkaç parça yumuşak meyve şekerlemesi serpiştirin. Sonra bisküvileri yağlanmış bir fırın tepsisine yan yana sıralayıp, 175 dereceye ayarlı fırında 20-25 dakika, üzeri sararıncaya kadar pişirip, çıkarın. Soğuyunca servise sunun.
Püf noktası: Bisküvileri saklamak için ağzı kapaklı teneke kutu ya da cam kavanoz kullanabilirsiniz.