Meyve nasıl yenir

Annelerimiz zamanında meyveler sofraya meyve kabartmalı büyük meyve tabağında, yıkanmış ve kurulanmış olarak gelirdi.

Eğer sofra çok kalabalıksa herkesin uzanması için masanın iki ucuna meyve tabakları koyulurdu. Peki, meyve nasıl yenir? Öncelikle, meyve, eğer bahsettiğimiz sofra bir davet sofrasıysa, normal zamanda soyduğumuz gibi helezoni olarak soyulmaz. Bu şekilde ancak aile arasında soyabilirsiniz meyveleri. Meyve kitabına uygun yenecekse, bıçakla ve çatalla yenmeli.

Ama armut ve şeftali gibi meyvelere önce çatalı batırmak gerekiyor. Sonra sapından başlayıp bıçakla dikine kesiyoruz. Önce ikiye, sonra dörde bölmek gerek meyveleri. Yine çatalı batırarak ve bıçak yardımıyla, başparmağımızdan da yardım alarak çekirdekli kısım çıkarılır sonra kabuğu soyulur. Meyveler küçük dilimlere ayrılarak yenir. "Yok artık daha neler" demeyin sakın. Bu anlattıklarımız "My Fair Lady" ya da "Özel Bir Kadın" filminden pasajlar değil. Resmi bir yemek davetine gittiğinizde önünüze gelen meyveyi nasıl yiyeceğinize dair ipuçları bunlar.

En kolay yenen meyve ise muz. Önce çatalla tutup, iki ucunu bıçakla kesiyorsunuz. Sonra karnıyarık yapar gibi, kabuğunu bıçakla boydan boya yarıyorsunuz. Muzu kabuğun içinden alıp çatal ve bıçakla dilimleyerek yiyorsunuz.

Turunçgillerin türüne göre yenme şekilleri de değişiyor. Örneğin portakalı tabağa yan yatırmalı, çatalla tutup bıçakla sapı ve arka tarafını kapak gibi kesmelisiniz. Tabağa dik koyduğunuz portakalı çatalla tutup bıçakla kabuklarını yukarıdan aşağıya doğru soymalısınız. Mandalina da aynı yöntemle soyulup, (yumuşak kabuklu olduğu için kapak kesmeye gerek yok) dilimler halinde yenir.

Karpuz ise dilimli olarak gelecek tabağınıza, ancak karpuzun çekirdekleri ile savaşacaksınız. Davetlerde karpuz, annelerimizin önümüze koyduğu gibi çekirdeksiz gelmez. Ama sakın çekirdeklerini çatal bıçakla ayırmaya kalkmayın. Karpuzu küçük dilimler halinde kesip yiyebilir, sol elinizi ağzınıza kapatıp çekirdeklerini çıkarabilirsiniz. Çatal bıçakla çekirdek çıkaramıyor olmanızın nedeni çekirdeklerin sıçrayıp masaya başka bir konuğun üzerine düşmesini engellemektir.

Bir de çekirdekleri hiç sorun olmayan bir meyve var; kavun. İşte onu ister bıçakla dilimleyerek, isterseniz tatlı kaşığıyla oyarak yiyebilirsiniz.

Her meyve çatal bıçakla yenmiyor. Bir de elle yenen meyveler var. Örneğin; ziyafet sofrasında önünüze kiraz, vişne, üzüm gelirse bu meyveleri sol elinizle sapından tutabilir, sonra zarif bir hareketle ağzınıza götürüp yiyebilirsiniz. Sapları ne yapacağınız yazmıyor kitaplarda. Yazarları çekirdek kısmı ilgilendirmiş anlaşılan. Çekirdek ya tabağın kenarına konuyor ya da masada çekirdek konsun diye bulunan küçük tatlı kaşıklarının içine. Erik ve kayısı da aynı yöntemle yeniyor.

Ya çilek? Eğer çilek üzerine kremşanti veya benzeri bir sosla kasede gelmişse iki dişli çatalla yenir. Yok eğer sossuzsa elle yemekte sakınca yok.

8 kişilik

Hazırlama süresi 30 dakika

Pişirme süresi

55 dakika


Malzeme listesi

á 4 adet yumurta (Oda sıcaklığında beklemiş olmalı.)

á 1 su bardağı sıvıyağ

á 1 su bardağı ılık süt

á 2 su bardağı un

á 2 su bardağı mısırunu

á 1 paket kabartma tozu

á 1 çay kaşığı karbonat

á 2 adet orta boy haşlanmış patates

á 1 demet dereotu

á 2 tatlı kaşığı kırmızı pul biber

Üzeri için;

á 1 adet yumurta

á 2 yemek kaşığı dolusu susam

Emine Teyze’nin susamlı patates keki

Oda sıcaklığında bekleyen yumurtaları derin bir kaba kırın. Üzerine sıvıyağ ve ılık sütü aktarın. Un ve mısırununu başka bir kapta karıştırıp karbonat ve kabartma tozunu ilave ederek karıştırın.

Unlu karışımı yumurtalı malzemeye ilave edip çattalla iyice karıştırın. Diğer taraftan, haşlanmış patatesleri soyup tavla zarı formunda doğrayın. Dereotunu da incecik doğradıktan sonra, patatesle birlikte yumurtalı karışımın üzerine aktarın. Kırmızı pul biberi de serpiştirip malzemeler iyice karışıncaya kadar çatalla çırpın.

Orta boy ve kenarları yüksek bir fırın kabını sıvıyağla yağlayıp, hazırladığınız patatesli kek harcını bu kaba aktardıktan sonra, üzerini kaşığın tersiyle düzeltin. Yumurta ve susamı küçük bir kasede çatalla çırpın. Bu karışımı kaşık yardımıyla kekin üzerine sürün. 10 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında en az 50-55 dakika, üzeri altın sarısı oluncaya kadar pişirip çıkarın. Soğumasını bekledikten sonra dilimleyerek servise sunun.

Kaymaklı fırında ayva

6 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

30 dakika


Malzeme listesi

á 3 adet orta boy ayva

á 2 su bardağı su

á 2-3 adet tane karanfil

á 1 su bardağı toz şeker

á 150 gr taze süt kaymağı

(Krem şanti de kullanabilirsiniz.)

Ayvaları soyup çekirdeklerini çıkardıktan sonra ortadan ikiye bölün. Kararmamaları için 1 limonun suyunu sıktığınız suya aktarın. Diğer taraftan, 2 su bardağı sıcak su ve karanfil tanelerini orta boy ve geniş bir tencereye aktarın. Ayvaları limonlu sudan alıp, tenceredeki karanfilli suya, oyuk kısımları yukarıya bakacak şekilde yerleştirin.

Ayvaların renginin daha pembe olmasını istiyorsanız, tencereye 5-6 adet de ayva çekirdeği atabilirsiniz. Tencerenin kapağını kapatmadan kısık ateşte 10 dakika kadar pişirin. Hafifçe yumuşayan ayvaları suyuyla beraber bir fırın kabına aktarın. Üzerine toz şeker serpiştirip, 175 dereceye ayarlı fırında 20 dakika kadar pişirip çıkarın. Soğumasını bekledikten sonra, şurubuyla birlikte servis tabağına aktarıp, üzerine taze kaymak yerleştirerek servise sunun.
Yazarın Tüm Yazıları