Gelinciğin sırrı

Bahar aylarında doğayı kırmızıya büründüren gelincik çiçeği, insanlığın binlerce yıldır tanıdığı ve çeşitli amaçlarla kullandığı bir bitkidir. Gelincik, yoğun kırmızı renklidir. Ancak ender de olsa pembe, sarı ve beyaz gelinciklere de rastlanır.

Gelincik, doğadaki görkemli duruşu ve kırmızı rengiyle tarih boyunca insanların ilgisini çekmiştir. En eski gelincik resimleri ise en az 3 bin yıl önce, eski Mısır lahitlerinde bulunmuştur. Gelincik, Homer’in İlyada’sında da kendine yer bulur. Homer, ölen savaşçıları gelinciklere benzetir.

Eski Yunan / Roma mitolojisinde de gelincik birçok tanrı ile ilişkilendirilir. Örneğin Morpheus (uyku tanrısı Hypnos’un üç bin çocuğundan biridir ve insanlara uykuda çeşitli biçimlerde görünen düşleri simgeler) uyutmak istediklerine gelincikten yaptığı taçlardan verirdi. Morpheus için yapılan tapınaklar da bu yüzden genellikle gelinciklerle süslenirdi.

Romalılar ise kara sevdaya düşenlere gelincikten yaptıkları içeceklerden verir ve bu içeceklerin aşk acısını dindireceğine inanırlardı.

Gelinciğin değişik amaçlarla kullanılan kısımları; çiçekleri (taçyaprakları), yeşil yaprakları ve tohumlarıdır. Gelinciğin tohumları hem hamur işlerinde hem de bazı bölgelerde yağ elde etmekte kullanılır. Körpe yeşil yaprakları ve dalları sebze olarak tüketilirken, kırmızı çiçeklerinden şerbet ve şurup elde edilmiştir tarih boyu. Ayrıca bu çiçeklerin mürekkepten sakinleştiriciye kadar uzanan geniş bir kullanım alanı vardır.

Ninelerimizin zamanında; geleneksel Türk yeme-içme kültüründe gelincik şurubu ve şerbeti yoğun olarak kullanılırdı. Eminim, eski İstanbul hanımefendisi ninelerinize sorduğunuzda size gelincik şerbeti ve şurubunu anlatacaklardır. Gelincik şurubu, gelincik şerbeti, gelincik likörü, gelincik şerbetli muhallebi, gelincik reçeli, zeytinyağlı gelincik yemeği, gelincik böreği gibi kaybolmaya yüz tutmuş gelincikle yapılan tatları Bozcaada’daki Adacafe, diğer adıyla Adagelincik, leziz ürünleri ile yaşatmaya çalışıyor.

Reyhanlı soğan dolması

Malzeme listesi

1 kg küçük boy kışlık soğan

25 gr tereyağı

3-4 su bardağı sıcak su

İç malzemesi için

500 gr orta yağlı koyun kıyması

(kuzu kıyma da kullanabilirsiniz)

1 demet maydanoz

1 çay kaşığı tuz, karabiber

1 yemek kaşığı kuru reyhan

(fesleğen de kullanabilirsiniz)

Küçük boy, sert kışlık soğanları soyun. Alt ve üst taraflarını incecik keserek düzeltin. Soğanları herhangi bir yerinden ortasına kadar delip incecik bir dilim çıkarın. Böylece soğanlar haşlanırken katları kolayca ayrılacak yaprak yaprak çıkarılabilecektir. Soğanları kaynayan bol tuzlu suda kaşıkla çevire çevire haşlayın. Pişmeye başladıklarında içlerindeki katmanlar yavaş yavaş çıkacaktır. Bu aşamada ocaktan alıp süzün. Soğanların katlarını yaprak yaprak çıkarıp soğuması için kenarda bekletin. Diğer taraftan, iç harcını hazırlamak için; kıymayı derin bir kaba aktarıp üzerine incecik kıydığınız maydanoz, tuz ve karabiberi ekledikten sonra yoğurun. Malzemeye kuru reyhan katarsanız dolmanın lezzetine lezzet katmış olursunuz. Yaprak yaprak ayırdığınız soğan parçalarına bu harçtan koyup rulo yapın. Bazı yörelerde kıymanın içine 1 çay bardağı kırık pirinç de koyulur. Yağı geniş bir tencerede eritip dolmaları tencereye yan yana ve üst üste yerleştirin. Sıcak suyu tencerenin kenarından aktarıp dolmayı orta ısılı ateşte kaynayıncaya kadar pişirin. Kaynamaya başlayınca ocağın altını kısıp soğanlar iyice yumuşayıncaya kadar pişirin ve ocaktan alın. Sıcak sıcak servise sunun.

Fıstıklı Firuzpaşa güllacı

8 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

15 dakika


Malzeme listesi

8 adet güllaç yaprağı

1,5 litre süt

2 su bardağı toz şeker

1 paket vanilya

Üzeri için

1 adet nar

1 su bardağı ince çekilmiş şamfıstığı

3-4 yemek kaşığı vişne reçeli

(herhangi bir reçel kullanabilirsiniz)

Süt ve toz şekeri orta boy bir tencereye aktarıp orta ısılı ateşte ısıtın. Arada sırada karıştırarak şekerin erimesini sağlayın. Kaynamaya başlar başlamaz ocaktan alıp üzerine vanilyayı ekledikten sonra ılık hale gelmesi için kenarda bekletin. Güllaç yapraklarından birini kenarları yüksek geniş bir tepsiye yayın. Üzerine, ılık hale gelen sütlaçtan bir kepçe kadar gezdirin. Güllaç yaprağı yumuşamaya başlayınca ortadan ikiye bölün. D şeklini alan güllaç yaprağının üzerine bir yemek kaşığı kadar fıstık içi serpiştirip bir tatlı kaşığı reçel gezdirin. Yaprağı uzun tarafından başlayarak sıkıca rulo yapın. Bir ucundan başlayarak kendi etrafında sarıp yuvarlak elde edin. Bütün güllaç yapraklarına aynı işlemi uyguladıktan sonra yuvarlak güllaçları bir tepsiye yan yana sıralayın. Üzerlerine kalan sütü gezdirip sütü çekmesi için bir saat kadar buzdolabında bekletin. Buzdolabından çıkarıp servis tabağına aldığınız güllaçları nar taneleri ve nane yapraklarıyla süsledikten sonra servise sunun.
Yazarın Tüm Yazıları