İnsanlar ne zaman dışarıda yemek yemeye başladılar?
Yani, yemekçilik sektörünün ilerlemesi nasıl gerçekleşti? Aslında, Birinci Dünya Savaşı’ndan önce pek de öyle dışarıda yemek yenmiyordu. Savaşın yarattığı etkilerden biri de insanların sosyal hayatlarından beklentilerinin artması oldu. Ve bunun sonucu olarak da, bu dönemde, yemek hizmeti veren işletmelerin sayısı gözle görülür biçimde arttı. Aynı dönemde özellikle İngiltere’de süt ve ürünlerini satan birçok bar açıldı ve bu barlar sonradan yiyecek işine de girdiler.
Böylece başlamış oldu restoranlara gitme modası; Hint yemeği, Çin yemeği modalarının başlangıcı da belki de o süt barlarıdır. Tabii bir ülkede neyin moda olacağını o ülkenin sosyal yapısı ya da geçmişten günümüze taşıdığı değerler de belirliyor. Örneğin bizim insanımızın moda ne olursa olsun vazgeçemediği bir yemek türü var ki, biz bunlara “tencere yemekleri” diyoruz.
Esas olarak sebze yemekleri bunlar ve ister Çin mutfağı moda olsun, ister Hint mutfağı, biz belki de başka hiçbir ülke insanının sevmediği kadar seviyoruz sebze yemeklerini. Batılılar eti ve yanında verdikleri sosu esas alıyorlar yemeklerinde, bizse sebzeyi. Ancak “hiç etkilenmiyoruz bu akımlardan” dersek yalan olur. Belki yemekleri pişirirken kullandığımız teknikler ayak uyduruyor modaya, belki biraz kullandığımız malzemeler. Ama esas olarak damağımıza uygun olmayan hiçbir şeyi benimseyemiyoruz.
MALZEME LİSTESİ · 1 paket erişte makarna · 200 gr orta yağlı beyaz peynir · 1 demet maydanoz Sos için; · 4 adet yumurta (oda sıcaklığında beklemiş olmalı) · 1 çay kaşığı tuz, karabiber · 4 su bardağı süt · 1 yemek kaşığı irmik · 6 çay kaşığı tereyağ
YAPILIŞI: Tencereye 15 su bardağı su koyup içine 1 tatlı kaşığı tuz atın. Suyu orta ısılı ateşte kaynattıktan sonra erişteyi aktarın. Makarnayı arada sırada karıştırarak 5 dakika kadar haşlayıp süzün. Makarnayı tekrar aynı tencereye aktarıp üzerine rendelenmiş beyaz peynir ve çok ince kıyılmış maydanozu ilave edip karıştırın. Diğer taraftan, oda sıcaklığında bekleyen yumurtaları derin bir kaba kırıp tel çırpıcı yardımıyla çırpın.
Tuz ve karabiberi ekleyip tekrar çırpın. Üzerine süt ve irmiği ilave edip iyice karıştırın. Orta boy bir kelepçeli fırın kalıbını sıvıyağla iyice yağlayıp bir kenarda bekletin. Yumurtalı karışımı tenceredeki peynirli makarnanın üzerine aktarıp iyice karıştırın. Hazırladığınız bu karışımı tıpkı pasta hamuru gibi, yağlanmış kek kalıbına aktarıp üzerini kaşıkla düzeltin. Üzerine fındık büyüklüğünde parçalara ayırdığınız tereyağını yerleştirin. Makarnayı 5 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında 35 dakika pişirip çıkarın. Makarnayı kelepçeli kalıptan çıkarıp dilimleyerek servise sunun.
MALZEME LİSTESİ · 5,5 su bardağı süt (yaklaşık 1 kg) · 1,5 su bardağı toz şeker · 1 çorba kaşığı tepeleme toz salep · 1 kaşık tepeleme pirinç unu · 2 çorba kaşığı tepeleme mısır nişastası · 1 paket vanilya · 50 gr tereyağı · 1 adet yumurta sarısı · ½ su bardağı soyulmuş badem içi (veya doğranmış file badem)
YAPILIŞI: Orta boy bir tencerenin içine toz salep, pirinç unu ve mısır nişastasını koyun. Üzerine sütü azar azar ilave ederek bir taraftan da tel bir çırpıcıyla iyice karıştırın.
Toz şekeri de katıp orta ısılı ateşin üzerine tencereyi oturtun. Yine tel çırpıcıyla ya da tahta kaşıkla karıştırmaya devam ederek muhallebi kaynayıncaya kadar pişirin.
Koyulaşıp, katılaşan ve kaynamaya başlayan muhallebinin altını hafifçe kısın. Yaklaşık 4-5 dakika daha kaynattığınız muhallebiyi ocaktan alın.
İçine vanilya ve tereyağını ekleyip, yumurta sarısını ilave edin. Sonra da mikserin yüksek devriyle muhallebiyi yaklaşık 7-8 dakika çırpın. Muhallebinin içine kabuğu soyulmuş ve irice doğranmış (file bademleri) bademleri ekleyin. Böylece hazırladığınız bademli muhallebiyi kaselere ya da kup bardaklarına paylaştırın.
Oda sıcaklığında bekletip buzdolabına koyup en az 2-3 saat bekletip, soğutun. Üzerini isterseniz fındık, fıstık veya cevizle süsleyerek servise sunun.