Annem her ne kadar kendisi için “Artık ihtiyarladım” dese de, maşallah hafıza 9-8’lik müzik ritmi gibi akıp gidiyor. Üstelik 60-70 sene öncesinin hikayelerini anlatırken, sizi de o döneme sürüklüyor ve bir anda geçmişe ışınlanmış gibi hissediyorsunuz.
Her Anadolu seyahati dönüşümde bize geliyor ve ona getirdiğim o doğal, taze yiyecekleri keyifle tadıyor. Kastamonu dönüşü ona getirdiğim el tezgahında örülmüş yünlü fanilaya da bayıldı.
Hemen bir romancı edasıyla Kelkit’te yaşamış Kastamonulu Ahmet Efendi’nin konağını anlatmaya başladı.
Tahta üzeri bezemeli ve işlemeli konak kapısının güzelliği, konağın içindeki etli ekmek fırınının büyüklüğü onu çok etkilemiş. “Hamuru incecik açılan etli ekmeğin içi sulu olurdu ve yerken içinden çıkan buhar burnumuzu yakardı” derken, hepimiz “Ahh bir çay demlesek, yanında da etli ekmek olsa!” diye iç geçirip durduk.
Anadolu; hayatın her yönünü görüp hissedebileceğiniz kadar gerçek, lezzetli sofraların kurulduğu, binbir renkli, bazen sakin, çoğu kez neşeli, her daim misafirperver kadim bir coğrafyadır.
İnsanlık tarihi boyunca farklı kültürlere ve sayısız medeniyete ev sahipliği yapmış Anadolu’nun bütün efsanelerinde, hikayelerinde ve destanlarında ninelerimizin büyük payı vardır.
Azla yetinebilen, yoktan var edebilen, üretici, yaratıcı anneanne ve babaannelerimiz, yeri geldiğinde vatan millet için gözünü kırpmadan düşmanla savaşabilen kahraman kadınlardır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda mücadele eden, top tüfek taşıyan, şehit olan ninelerimiz için söylediklerine kulak verelim isterseniz:
“Dünyada hiçbir milletin kadını, ‘Ben Anadolu kadınından daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluş ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim’ diyemez.”
Kastamonu Cumhuriyet Meydanı’ndaki Şehit Şerife Bacı Heykeli’nin üzerinde yazılı olan bu sözleri her okuduğumda içim titrer.
“İstiklal Savaşı başlamıştı. Memleketimin dört bir yanında düşmanla muharebe vardı. 1921’de Garp Cephesi’ne katılmak üzere yürüyerek Gümüşhane’den Trabzon’a ulaştık. Vapurla Samsun’a çıkıp Havza’ya geldik. 140 mevcutlu istihkam bölüğünü oluşturup Ankara’ya doğru yola çıktık.
Ankara’dan Afyon’a hareket emri verildiğinde kış başlarıydı. 16. fırka kumandanı Miralay Aşır Bey ve Erkan-ı Harp Dairesi Başkanı Şevket Beyler, bizi Afyon Bolvadin’in Maçaklı Köyü’ne yerleştirdiler.
Kış aylarını geçirdikten sonra 1922’nin ağustos ayında Dumlupınar cephesine doğru hareket ettik.
Düşman kuvvetleri yolda bizi yoğun bir top ateşine tuttu.
Günler geceler boyunca süren Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ni biz kazanmış ve Yunan kuvvetlerini geri püskürtmeyi başarmıştık...”
Çocukluğumun en güzel anıları arasında dedem Gazi Mustafa Ataman’ın anlattığı Kurtuluş Savaşı hatıraları vardır.
Gümüşhane’ye gider gitmez onun dizinin dibinde oturur, zaman zaman yaşla dolan bal rengi gözlerine bakarak kahramanlık hikayelerini dinlerdim.
MALZEMELER
◊ 2 adet iri boy haşlanmış patates
◊ 5 yemek kaşığı zeytinyağı
◊ 4 yemek kaşığı un
◊ 4 su bardağı süt
◊ 1 çay kaşığı tuz, karabiber
◊ 3 adet yumurta
Malzeme listesi
◊ 4 adet orta boy tatlı elma
Kek için:
◊ 4 adet yumurta
◊ 1 su bardağı toz şeker
◊ Yarım su bardağı sıvı yağ
◊ Yarım su bardağı süt
Sahrap’la Anadolu Lezzetleri programı için kahraman şehrimiz Afyon’a geldiğimizde yine anılar gözlerimin önünde canlanıverdi.
Klimasız arabalarda bütün camları açıp rüzgara doğru savrulan saçlarımızla, annemizin evde pişirdiği ekmek arası kuru köftelerimizle bağıra çağıra söylediğimiz şarkılarla yollarda uçup giderdik.
1960-1970’lerde Afyon’a yolu düşenler etraftaki haşhaş tarlalarını çok iyi bilir.
Arpa, buğday ve şeker pancarı tarlalarına alışkın olan bizler ilk gördüğümüzde “Acaba bu nedir” demiştik.
Gelincikgillerden bir bitki olan haşhaş, Afyonkarahisar civarında devletin denetimi altında çok eskiden beri yetiştirilir.
İlaç sanayisinde kullanılır.
Tepesinde pinpon topu biçiminde sert bir meyvesi vardır. Bu meyvenin içinde de minicik tohumlar olur.
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi / Her gün bir yere konmak ne güzel...”
Bu satırları okuyunca Konya’dan bahsedeceğimi anladınız değil mi? Evet, Mevlana ve Konya özdeşleşmiş gibidir.
Büyük şair, hümanist ve filozof Mevlana sanki beni anlatmış gibi. Çünkü bugünlerde seyyah oldum, bu alemi gezerim şeklinde her gün bir Anadolu şehrine göçüp, konuyorum.
Kanal D’de başlayacak olan “Sahrap’la Anadolu Lezzetleri” programı için bu seferki durağımız Konya oldu.
MALZEME LİSTESİ
◊ 12 adet yumurta (sarı ve beyazını ayır)
◊ 1 çay kaşığı tuz
◊ Yarım su bardağı irmik
◊ Aldığı kadar un
◊ 2 paket vanilya
Şerbet için-1