Kahvaltı sofralarının vazgeçilmez parçası olan reçel ve marmelatlar öyle büyük bir yer kaplıyor ki yemek kültüründe, örneğin, bir çeşit reçel bulunan sofra fakir bir sofra olarak bile nitelendirilebiliyor.
Şeker ve meyveyi birleştirmeyi ilk kez akıl edenler Ortadoğulular olmuş. Peki nasıl yayılmış tüm dünyaya? Cevap pek de hoş değil aslında...
Tüm dünya kültürlerinin reçelle tanışmasına neden olan Haçlı Seferleri’ymiş. Avrupa ile Ortadoğu arasında gidip gelen Haçlılar, Ortadoğu yerlilerinden öğrendikleri reçeli Avrupa ülkelerine götürmüşler. Oradan da tüm dünyaya yayılmış reçel ve marmelatlar.
PATATESLİ TERE SALATASI
Pinpon topu büyüklüğündeki taze patatesleri kabuklarıyla beraber yıkayıp süzün ve kâğıt havluyla kurulayın. Patatesleri ortadan ikiye bölüp bir kenarda bekletin. Büyük boy bir fırın torbasının (fırına dayanaklı naylon poşet) içine unu, kırmızı pul biberi ve tuzu serpip torbanın ağzını kapatarak sallayın.
Torbanın içine ikiye bölünmüş patatesleri ve pirinç tanesi büyüklüğünde doğranmış sarmısakları atıp soya sosunu ilave edin. Torbanın ağzını kapatıp torbayı hızla sallamaya devam edin. Malzemeler birbiriyle iyice karışınca torbanın ağzını kapatıp fırın tepsisine yerleştirin ve hava alması için çatalla 3-5 yerinden delin.
Yaklaşık 10 dakika önceden 175 dereceye ayarladığınız fırında 30-35 dakika pişirip çıkarın.
Vücudumuzun susuz kalması, baş ağrısı ve halsizlik başta olmak üzere pek çok rahatsızlık doğurur. Bunu önlemek için sadece bol su içmeniz yeterli olmayabilir. Her öğüne karpuz, kavun, şeftali gibi bol sulu meyveler eklemenizi tavsiye ederim.
Kahvaltıda karışık meyveler, yulaf ezmesi ve kuruyemişleri blender’da iyice incelterek, güne güçlü başlamanıza yardımcı olacak bir enerji içeceği hazırlayabilirsiniz.
Sıvı yiyeceklerin sindirimi çok kolaydır ve içindeki besinler hızlıca kana karışır.
Özellikle sıcak havalarda yağlı ve katı besinleri sindirmek daha da güçleşir. Sıcakların etkisiyle zaten su kaybeden vücut, bu besinleri sindirebilmek için de fazladan suya ihtiyaç duyar.
Bu arada çay, kahve ya da kola gibi kafeinli içecekleri günde dört bardaktan fazla, üstelik şekerli içiyorsanız, vücudun su ihtiyacınızı gidermiş olmazsınız.
Yani yaz mevsiminde susuz kalmamak için en iyi yöntem, bol su içmek ve sulu meyveleri sofranızdan eksik etmemek.
LEZZET BÖREĞİ
İç harcını hazırlamak için; yemeklik doğradığınız soğanı ve fıstıkları 1 yemek kaşığı sıvıyağla birlikte tavaya aktarıp karıştırarak 5 dakika kadar kavurun.
Soğuk içecekler hem serinletir, hem su kaybetmiş vücudunuza destek olur.
Benim yazın içmeyi en sevdiğim içecek, limonatadır. Rengi, kokusu, tadıyla her seferinde içimi ferahlatır.
Aslında hazırlaması çok kolaydır ama her işin olduğu gibi limonata yapmanın da püf noktaları vardır.
Mesela sıktığınız limonların suyunu duru suyla inceltip şeker ekledikten sonra bir taşım kaynatıp, önceden şerbet gibi hazırlayabilir, servis edeceğiniz zaman su ekleyerek kendi arzu ettiğiniz lezzette bir limonata yaratabilirsiniz.
Veya kabuklarıyla birlikte dilimlediğiniz limonların üstüne şeker serptikten sonra, bir kaşık yardımıyla hepsini ezerek çok keskin bir esans elde edip, bu konsantreyi yine su ve buzla inceltip limonatanızı hazırlayabilirsiniz.
Bazı tariflerde limon kabuğu rendesi kullanılırken, bazısında limon kabuğunun beyaz kısımları karışıma katılmaz, çünkü limonun bu bölümü tadını acılaştırabilir.
Herkesin damak zevki farklıdır, daha ekşi isterseniz limon suyunu fazla tutarsınız, şekeri fazla gelirse biraz daha su eklersiniz.
Anadolu’da tahılın artan kırık kısmı bu şekilde değerlendirilir. Anadolu insanı malzemeyi asla ziyan etmez.
İyice yıkadığınız buğday ve barbunyayı ya da kuru baklayı geceden bol suyla ıslatın. Aynı şekilde salamura yapraklarını da geceden ıslatın.
Eğer iç bakla bütün haldeyse, ertesi sabah sudan çıkarıp ikiye böldükten sonra kabuklarını soyun.
Kuru soğanları soyup tavla zarı formunda doğrayın. Maydanoz ve dereotunu ayıklayıp yıkadıktan sonra incecik dilimleyin.
Doğradığınız malzemeleri buğday (yarma) ve bakla (barbunya da kullanabilirsiniz) üzerine aktarıp karıştırın. Tuzu ve çemeni serpin. Salça ve tereyağını da ilave edin.
Hazırladığınız dolma harcını kaşıkla ya da elinizle iyice karıştırıp yoğurun.
Salamura asma yapraklarını sıkarak sudan çıkarın. Saplarını kesip yaprakları sıkın ve tek tek açarak parlak kısımları dışarıya bakacak şekilde bir tepsiye yerleştirin. İçlerine hazırladığınız harçtan birer yemek kaşığı koyup dolma gibi sarın.
Hava zaten sıcakken bir de sıcak mutfakta vakit geçirmek insanı zorlayabilir. Peki uzun süre pişirme gerektirmeyen bir yemek nasıl yapılabilir, salata mı, makarna mı? Aradığınız cevap makarna salatası olabilir.
Makarna salatası yapmak hem kolay hem de zevklidir.
Sıcak olarak hazırlayıp serinledikten sonra yiyebileceğiniz gibi, büyük miktarda yapıp, bir öğünden kalanını buzdolabında saklayıp, daha sonra soğuk yiyebilirsiniz.
Nasıl bir salata yapacak olursanız olun, bence makarna salatasının en önemli ayrıntısı sosudur. Makarnayı haşladıktan sonra süzüp soğumaya bırakabilir, o sırada güzel bir sos hazırlayabilirsiniz. Kullanacağınız bütün sebzeleri iyice yıkadıktan sonra çiğ olarak kullanabileceğiniz gibi, malzemeleri biraz yağda çevirmeniz de mümkün.
Kıvamlı bir makarna sosu elde etmek istiyorsanız, makarnayı pişirdiğiniz suyun bir kısmını ayırın. Bu su pişirdiğiniz sosun sulanmasını sağlarken, kıvamını da koyulaştırır.
KÖZ BİBERLİ BEGOVİÇ MEZESİ
Kavanozda satılan konserve kırmızı biberleri süzerek kavanozdan çıkarın. Biberleri kesme tahtası üzerinde isterseniz şerit şerit, isterseniz küp küp doğrayıp derin bir kaba koyun. Ayıklayıp incecik kıydığınız dereotu ve maydanozu da ilave edin.
Ben Anadolu’nun bir medeniyetler beşiği olmasının, tarihindeki ilk yerleşimin 14 bin yıl öncesine kadar gitmesinin ötesinde; insanının sosyal ve kültürel özelliklerine, yemek kültürüne hayranım.
Anadolu, toprakları üzerinde kurulmuş her uygarlığın bıraktığı kültürel birikimleri bir araya getirip korumuş ve bunları kendince yorumlamıştır.
Anadolu insanı kendinden önceki halkların yemek bilgilerini saklamış ve adeta bir bilgi deposu, arşivi oluşturmuş.
Çorum’da bize sunulan 4 bin yıl öncesinin Hitit yemekleri unutulmaz bir deneyim oldu doğrusu.
Anadolu’da o dillere destan misafirperverlik geleneğinden hiçbir şey eksilmemiş. Ben zaten, Anadolu insanının kolundan tutarak çekiştirip, “Bize yemeğe gidelim, bak gelmezsen küserim, sen ne istersen hemen pişiririm” tavrına bayılırım.
ARNAVUT CİĞERİNİN TADINA DOYAMADIMMaggi’yle beraber yaptığımız Anadolu turnesinde Anadolu insanıyla ilgili onlarca hikâye, hatıra biriktirdim.
Vanilya ve toz şeker eklenip yumurta sarıları ilave edilir. Malzemeler tel çırpıcı yardımıyla çırpılır.
Süt de azar azar tencereye aktarılıp karıştırılır. Tencere kısık ateşin üzerine oturtulup tahta bir kaşıkla sürekli karıştırılarak, katılaşıp muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirilir.
Muhallebi kaynamaya başladıktan 1-2 dakika sonra ocaktan alınır. Henüz sıcak haldeyken mikser ya da el blenderi yardımıyla 2-3 dakika çırpılır ve soğuması beklenir.
Bir kek kalıbı soğuk suyla çalkalanır. Böylece muhallebinin kalıba yapışması engellenmiş olur. (Muhallebinin kalıba yapışmamasını sağlamanın daha garantili bir yöntemi de kalıba streç film ya da buzdolabı poşeti sermektir.)
Soğuyan muhallebi kalıba aktarılıp üzeri düzeltilir ve buzdolabında en az bir gece bekletilir.
Diğer taraftan dondurulmuş vişne ve toz şeker mutfak robotunda 3-4 dakika çekilip püre haline getirilir. Kalıp buzdolabından çıkarılıp servis tabağına ters çevrilir. Üzerine vişneli sos gezdirildikten sonra dilimlenerek servise sunulur.
Malzeme listesi
- 5 su bardağı süt
Öncelikle sıcak havalarda terleme yoluyla kaybettiğimiz su ve tuzu geri kazandırır.
Kırmızı rengini de aldığı, güçlü bir antioksidan olan likopen yönünden oldukça zengindir. Ayrıca içinde potasyum, A, B ve C vitaminlerini de barındırır.
Yağsız bir meyvedir ama yüksek meyve şekeri oranı sayesinde insana enerji de verir. Yani karpuzun faydaları yazmakla bitmez.
Belki duymuşsunuzdur, kızgın güneş altına bırakılan karpuz soğur derler.
Efsane gibi görünse de, bu yöntem doğru uygulandığında işe yarar.
Öncelikle karpuz, doğrudan güneşin altında bırakılmamalı, sıcak havada, gölgede ve kısmen esen bir yerde olmalı.
Eğer ıslak bir bezle üstünü örterek burada bırakırsanız, sıcağın etkisiyle buharlaşmaya başlayan su, ihtiyacı olan ısıyı ağır ağır karpuzdan alır.