Paylaş
lakin durumun tam karşılığı ancak “faşizm” olarak söze getirilebilir
düşüncesindeyim.
…
İş hayatının ve belki endüstrinin 2. ve 3. gelişim aşamaları ile birlikte kurumlarda
ortaya çıkan
nitelikli çalışan ihtiyacı aşikar.
Bu ihtiyaç gittikçe artıyor ve hatta pandemi ve Endüstri 4.0 ile birlikte ileri safhada bir dönüşüme girdi bile.
Konuya kurumlar, iş sahipleri, yönetimler vs tarafından bakarsak
kalifiye çalışan bulmak ya da bulamamak oldukça ciddi sonuçları içinde barındırdığı için sıkıntıda olduklarını söylemek mümkün.
Öyle ki işin ve kuruma ait iç süreçlerin, beklentilerin öğrenilmesini
bir yana bırakalım
kişiler çoğunlukla aldıkları eğitimin bile hakkını vermekte zorlanabiliyor.
Dolayısı ile kurumlar hızlı sonuç alacakları uygulamalar yapmakta da haklılar diyebiliriz.
…
Bir de üzerine toplumdaki öğrenme kültürü,
iş hayatına kadar bizleri taşıyan eğitim sisteminin eksiklikleri & hataları,
eğitimin günün gerçeğinden ve uygulamadan uzak olması,
mali sınırların ve zorunlulukların kişilerde gelişim arzusunu destekleyememesi
eklenince konu oldukça
karmaşık bir hal alıyor.
…
Sonuçsa; ihtiyaç sahiplerinin kendi göbek bağını kendi kesmesi ile hayat buluyor elbette.
Kendi elemanını kendin yetiştir,
hem teknik hem gelişim alanında destekle,
bütçen yoksa gelişmiş(!) olanı transfer etmeye çalış,
imkanların varsa daha nitelikli olduğunu düşündüklerin için çekim merkezi ol,
kurumu okullaştır
vs.
…
Ama son dönemde birçok kurumda sınırların yazılı olmayan kurallar ile çok aşıldığını söylemek mümkün.
Nitelikli olan için çekim merkezi olma konusu,
sadece belirli mezuniyetleri kabul etmek ile ilgili katı kurallara dönüşmüş durumda.
Evet evet!
Şu an sadece belirli üniversitelerin mezunlarını kabul eden kurumlar ile
karşı karşıyayız.
Üstelik harika tanıtım çalışmaları ile tüm öğrencilere ulaşmaya,
kariyer günleri yapmaya
kendilerini gelecek nesile yakın göstermeye vs
devam edip yine de bu ayrımcı uygulamaları yapıyorlar.
…
Riyakarlığın ilginç bir seviyesi olsa gerek!
…
Üstelik X üniversitesinden mezun olmuş, deneyimlenme fırsatı edinmiş,
kademe kademe yükselmiş,
şu anda “A, B, C’den mezun olmayanı kuruma almıyoruz” diyerek kendilerini bir komedyanın içine atanlarla,
trajikomik ve tehlikeli bir noktada olduğumuzu
görebiliyoruz.
…
İş hayatı için trajikomik.
İnsani olaraksa tehlikeli…
…
Hiç sözü dolandırmadan söylemek lazım ki, bunun adı faşizmdir!
Ayrımcılıktır…
Nitelikli çalışan ihtiyacınızı anlayabiliriz ama insani değerleri örselemek kabul edilemez.
Üstelik usta&çırak ilişkisi ile insan yetiştirme kültürünün
göbeğindeki bir toplum olarak
asla kabul edilemez.
…
Acaba öze dönüp çözümü köklerde mi arasalar?
ŞahapT.
Paylaş