Paylaş
Kötü komşu insanı hacet sahibi eder…
Günümüzde ki hali ile; kötü komşu insanı ev sahibi yapar!
…
Tanıdık geldi mi?
Şöyle bir etrafınıza baktığınızda bıkkınlıklarınız, yılgınlıklarınız, tükenmiş ya da umutsuz halleriniz,
çok çabaladığınız ya da sadece kendinizce
emek verdiğiniz zamanlar sonrasındaki hayal kırıklıklarınız,
anlamlandıramadıklarınız,
karmaşanın ve güvensizliğin arttığı anlar&zamanlar
vs.
…
Tanıdık geldi mi?
Hayatınızda en düşük düzeyde karşılık bulmasını dilerim.
…
Son zamanlarda “Sessiz istifa” kavramı çokça gündeme girdi ve birçok yorum ile kurumsal hallerde karşılık buldu.
Hani isteksizliğin artıp kurum ile içsel bağların inceldiği, yapılan iş ile ilgili arzunun örselenip motivasyonun buharlaştığı
sadece verilen işin yapılıp ek hiçbir çaba göstermeme hali.
Daha düz anlatımı ile; çalışanın o an var olanı değerlendirip, ne kadar ekmek o kadar köfte(!) deme hali.
…
Bir süredir tartışılıyor.
İstatistikler, öngörüler, değerlendirmeler, yorumlar…
Neden böyle oldu sorusunun sosyal, ekonomik, siyasal, küresel ya da psikolojik açıklamaları yapılmaya çalışılıyor.
Hepsi mümkündür ve doğrulur payları yüksektir.
Ben kurumsal hallere bakıp konuya başka bir yerden yaklaşma isteğindeyim.
…
Hani bir ara iş hayatının anlamsızlığını konuşup kendi küçük ama kişisel işini kurmak isteyen büyük bir kitle vardı, hatırladınız mı?
Yani bir anlamda kötü komşudan dolayı kendi evini alanlar!
Şu anda ise iş hayatı insanı farklı bir hal yaşıyor.
Kötü komşudan şikayetçi olan, yılan, umudu kırılıp kızgınlığı yükselen ancak ülkenin ve dünyanın şartlarından dolayı
kendi evini alamayan kalabalık bir çalışan kitlesi
ortak alanları temizlemeyi reddediyor.
Merhaba Sessiz İstifa…
…
Kötü komşu mu kim?
Yöneticimsiler, müdürümsüler, büyük unvanları sevip beceri düzeyi pek de parlak olmayanlar,
kişilerden bağımsız kurum kültürü olarak
topyekun niteliksiz olanlar vs.
Daha da sayılabilir tabi, yoruma ve katkıya açığım.
Paylaş