Paylaş
Asya’nın kiraz çiçekleriyle bezeli Japonya’sıyla karıştırmayın, burası Japonya değil Laponya. Aslında bir ülke olduğu da söylenemez. Dünyanın en kuzeyindeki 66’ncı enlemden sonraki bölgeye deniyor. Buradan itibaren kuzeyde toprakları olan ülkeler Norveç, İsveç, Finlandiya ve Rusya. Bu coğrafyanın yerli halkıysa bugün sayıları çok azalan Sami uluslarından Laponlar.
Yüzölçümü bakımından dünyanın en büyük şehirlerinden kabul edilen Rovaniemi’ye İstanbul’dan doğrudan uçuş var. 4 saat civarındaki bir yolculuk sonrası bembeyaz diyarlara adım atıyorsunuz. Her ne kadar toprak genişliği devasa boyutlarda olsa da şehir merkezi oldukça küçük. Otele transferiniz sonrasında gezinizdeki etkinliklerde giymek üzere soğuk geçirmeyen giysilerinizi kiralamak için merkezdeki ofislere uğramanız gerekiyor. İhtiyacınız olmayacağını düşünmeyin çünkü bu bölgede yapılan etkinliklerin açık havada, dondurucu soğukta ve karların içinde gerçekleştiğini unutmayın.
Kar maceramızda Lapland Safaris’i (@laplandsafaris) tercih ettik. Son derece temiz, bakımlı, ziyaretçilerin her türlü ihtiyacı ve konforunu ön planda tutan bu çiftliklere gıpta etmemek mümkün değil.
Buzdan restoran
Genellikle Sami çobanları tarafından yapılan tiyatro kıvamındaki eğlenceli şovları izleyip belirli parkurlarda kızaklarla unutulmaz deneyimler yaşayabilirsiniz. Çiftlikte geyikleri sevip onları ağaç kabuklarındaki liken denen yosunlarla besleyebilirsiniz. Günde ortalama en az 15 kilometre koşma ihtiyacı olan haski cinsi köpekler çiftliklerin yardımcısı. Onlarla da zaman geçirmeniz mümkün.
Burada restoranlar da oldukça lezzetli menülere sahip. Sanırım soğuğa karşı direnç kazanmaya katkısı olduğundan genellikle kreması bol çorbalar hazırlıyorlar. Bizdeki dana etine eşdeğer olan geyik etiyle yapılmış geleneksel Sami yemeklerinin yanı sıra köfte gibi alışıldık lezzetleri de tadabilirsiniz. Ayrıca dilerseniz ayı ya da av hayvanlarının etlerini de tercih edebilirsiniz. Şehir merkezindeki Nili Restaurant (@ravintolanili) yerel lezzetleriyle öne çıkan bir adres. Buzdan bir restoranda yemek yemenin deneyimini yaşamak isteyenler içinse Snowland’i (@snowlandrestaurant) tavsiye edebiliriz.Geyik çiftliklerine kar motorlarıyla gidebilirsiniz.
Geyik çiftliklerine kar motorlarıyla donmuş nehirler üzerinden gidebilirsiniz. Ormanlık bölgede de pamuklar arasındaymış hissi veren karlar arasında asla unutamayacağınız birkaç saatlik macera yaşayabilirsiniz. Motorların kullanımı çok kolay olsa da öncesinde verilen kısa bir eğitimi ciddiye almakta fayda var. İki kişinin bindiği motorlarda dilerseniz sırayla sürücülük yapabilirsiniz.Son zamanlarda yükselen trendle oldukça popüler bir destinasyon haline gelen bölgede, geyikler turizm için
değerli oldu.
Arktik çizgi üzerine kurulmuş Noel Baba Köyü tam bir alışveriş cenneti.
Noel Baba’yı bol parayla ziyaret edin
Laponya gezisinin en popüler etkinliklerinden bir diğeri Noel Baba Köyü’nü ziyaret etmek. Arktik çizgi üzerine kurulmuş köy tam bir alışveriş, fotoğraf çekme ve kar etkinlikleri mekânı. Burada her şey sizi sınırsızca harcama yapmaya teşvik ediyor. Noel Baba’yla çektirdiğiniz fotoğrafı dijital olarak 55 euro’ya, basılı olaraksa 35 euro’ya satın alabiliyorsunuz. Köydeki postaneden dilerseniz sevdiklerinize bir sonraki Noel’de ulaşacak bir kart postalayabilir, etkinliklere katılabilir, lezzetli yemekler yiyebilir ve bolca hediyelik hatıralar alabilirsiniz. Ayrıca köyde konaklamanız da mümkün. İglo denen buz evlerini anımsatan civardaki camdan mekânlarda kalmayı tercih edenler için birçok seçenek mevcut. Köyün hemen yanı başındaki Santa’s Igloos Arctic Circle (@santasigloos), Apukka Resort (@apukkaresort) ve Santa’s Hotels (@santashotels) konaklamanız için tavsiyelerimiz. Geceleri cam kaplı iglonuzda gökyüzünü sıcacık yatağınızdan seyredebilir, odanızda çalacak alarmla uyanıp yeşil ışıkları yakalayabilirsiniz.
Geleneğin başladığı yer Patara’da doğup Myra’da piskoposluk yapan Aziz Nikola yani Batı dünyasının Noel Baba’sı aslında bizden hediye. Aziz Nikola İznik’te 325 yılında yapılan ve Hıristiyan dünyasında çok önemli bir yeri olan Konsil’e (kilise liderlerinin bir araya gelmesi) de katılmış. Aziz Nikola öldükten sonra Antalya’nın Demre ilçesinde Aziz (St.) Nikolaus Kilisesi’ndeki lahitlerden birine gömülmüş ama 1087’de İtalya’dan gelen korsanlar kemiklerini çalıp Bari’de inşa edilen kiliseye koymuşlar. Aziz Nikola günü her sene 6 Aralık’ta kutlanıyor ve çok sayıda ziyaretçi yapılan ayine katılıyor. 4’üncü yüzyıldan kalma Aziz (St.) Nikolaus Kilisesi, 1042 yılında 9. Konstantin tarafından, ardından 1862’de Rus Çarı I. Nikola tarafından restore edilmiş. Hem eski şehir hem Aziz Nikola Kilisesi günümüzde Antalya ve civarından gelen Rus turistlerin ilgi odağı.
Aziz Nikola’nın heykeli eskiden kilisenin önündeki meydanı süslüyordu. Ama insanlar en bilinen yüzünü görmek istedikleri için asıl heykel kilisenin girişinde bir yere alındı. Amerikan reklam dâhilerinin icadı da meydana kondu. Anlaşılan o ki imaj her şey, gerisi hikâye.
Noel Baba’nın hikâyesinin özetiyse şöyle: Fakir bir adamın üç kızı var ve o dönemde başlık parasını kızlar veriyor. Zamanın inanışına göre kızlar evlenemediği için kötü yola düşmek üzereyken hemen devreye Aziz Nikola giriyor ve bacadan içeriye içinde altın olan üç torba atıyor. Ondan sonra namı yürüyor, Ortodoks Hıristiyan denizcilerin de azizi haline geliyor. Sefere çıkarken “Aziz Nikola bize güvenli bir yolculuk sağla” diye dua etmeye başlıyorlar. Bu denizciler fırtınalardan sağ salim döndüklerindeyse küçük bir gemi maketini Aziz Nikola’ya adanmış kiliselere hediye ediyorlar. Bu arada bir gün yolunuz Haliç’teki Aya Nikola Kilisesi’ne düşerse içerideki
gemi maketlerine bakmayı unutmayın.
IŞIL IŞIL GÖSTERİ
Laponya’nın bir başka olmazsa olmazı: ‘Kuzey ışıkları avcılığı’. Gökyüzünde dalga dalga gezinen yeşil ışıklar en rahat şehir dışında, karanlık bölgelerde, gündoğumunda görülebiliyor. Güneş, ısı ve ışığın yanı sıra zararlı ışınlar ve radyasyon yayıyor. Bunların etkisinden Dünya’nın etrafındaki manyetik alan sayesinde korunuyoruz. Güneş’teki patlamaların oluşturduğu rüzgârlar, yüksek hızda uzayda yolculuk edebilen tanecikleri Dünya’ya da yolluyor. Bu tanecikler Dünya’nın manyetik alanı tarafından büyük ölçüde saptırılsa da bazıları atmosferimize girip gaz molekülleriyle çarpışıyor. İşte ışık gösterileri de böyle oluşuyor. Kutup ışıklarının diğer adı ‘aurora borealis’. ‘Aurora’ Roma mitolojisindeki Şafak Tanrıçası’nın isminden geliyor. Boreas ise kuzey rüzgârının Yunanca adı. ‘Aurora australis’ da güney ışıkları demek. Hatta Avustralya’nın ismi buradan geliyor.
Kim bu Samiler?
Uzaktan akrabalarımız olduğunu söyleyebileceğimiz Samiler, MÖ 2000’li yıllarda şu an Rusya sınırlarındaki Volga Nehri’nin kıyılarından, Ural Dağı eteklerinden göçüp Finlandiya-Rusya sınırına yerleşmişler. Bu verimsiz ve soğuk iklimde en son MÖ 10.000 yılında yaşayanlar olmuş. O dönemlerde de hayvancılıkla uğraşıp rengeyiği yetiştiriciliği yapmışlar. Dilleri, Fin-Ugor dil ailesine bağlı olduğu için gramer yapısı Türkçeye çok benziyor. Hatta ortak kelimelerimiz bile var.
Ortaçağda Cermen ırkından gelen ve tarım, ticaret, yağmacılıkla uğraşan Vikingler şimdiki Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın denize yakın güney kısmına; Samiler de Rusya sınırını geçip bu ülkelerin kuzey bölgelerine yerleşmişler. Böylece İskandinavya’nın kuzeyi Samilerin, güneyi Vikinglerin olmuş.
Avrupa’yı vuran veba salgını sırasında yağma ya da ticaret sebebiyle pek çok ülkeye giden Vikingler bölgelerine salgını taşımış ve güneydeki nüfusun büyük çoğunluğu bu hastalığa kurban gitmiş. Daha izole bir yaşam süren ve kendi halinde yaşayan Samiler bu salgından neredeyse hiç etkilenmemiş. Güneyde tarlalar sahipsiz kalmış, balıkçılıkla uğraşacak kimse de yokmuş. Norveçliler kuzeydeki Samilere gidip balıkçılık yapmaları için maddi teşvik vermişler. Birçok Sami bu cezbedici teklifi kabul edip güneye göç etmiş. Böylece ‘Deniz Samileri’ ve ‘Dağ Samileri’ diye iki grup oluşmuş. Günümüzde Dağ Samilerinin nüfusu yüzde 10’lara kadar düşmüş.
18’inci yüzyılda Samileri kuzeyde yaşayan ilkel, pagan topluluklar olarak gören Norveç ve İsveç krallıkları kuzey bölgelerindeki egemenliklerini güçlendirip bu ‘yabani’ toplulukları medenileştirmeye ve Hıristiyanlaştırmaya karar vermişler. Zorunlu 7 yıllık eğitim için çocuklar ailelerinin isteklerine bakılmaksızın zorla yatılı din okullarına gönderilmiş. Sami dili yasaklanmış, isimler değiştirilmiş. Güneyde yaşayanlara kuzeye yerleşmeleri karşılığında teşvik verilmiş. Bölgedeki Samiler yok olmaya başlamış. Günümüzde Samiler daha çok Finlandiya’nın kırsallarında yaşayıp geyik çiftliklerinde çalışarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Neyse ki son zamanlarda yükselen trendle oldukça popüler bir destinasyon haline gelen bölgede, geyikler turizm için değerli oldu.
Buzulların arasında yüzmek
Laponya’ya gidip buzkıran gemisiyle gezmemek olur mu? Botnia Körfezi’nde buzları kırarak ilerleyen gemiyle yola çıkıp buzların ortasına açılan havuzlarda, özel giysiler giyip gruplar halinde denize girebilirsiniz. Oldukça heyecanlı ve eğlenceli olan bu etkinlik için araçla Rovaniemi’den Kemi kıyı şehrine geçip buradan gemiye binmeniz gerekiyor.
Paylaş