Güz daveti

Doğu Karadeniz’i keşfetmek için güzel zamanlardayız. Sonbahar renklerinin adeta hediye gibi her yana saçıldığı bu coğrafyayı ziyaret etmek için farklı yollar izleyebilirsiniz. Benim tercihim Kars’a uçup önce Ardahan’a uğramak, ardından Artvin’i her yönüyle doyasıya keşfetmek oldu.

Haberin Devamı

Karadeniz seyahati planlarken iki önemli noktayı bilmeniz gerek. Öncelikle tur rotaları yayla odaklı ve yaylalarda sel tehlikesi yok. Gönlümüz doğal afet acılarını yaşamamaktan yana ama afetin vurduğu yerlerin yaralarını sarmasının yollarından biri de ekonomisinin canlı olması. Ne yazık ki sel haberleri geldiğinde Karadeniz’e gitmekte çekimser kalanlar, bölge halkını yalnız bırakıyor. İkinci doğru sanılan yanlış ekim ayı sanki bol yağışlı ve Karadeniz’e gitmek için yanlış zamanmış gibi düşünülüyor. Oysa üzerine basa basa “Karadeniz’in en güzel zamanı sonbahardır. Biz dört gözle eylül-ekimi bekleriz” diyorlar.
Güz daveti
İlk istikamet Çıldır Gölü

Biz de Karadeniz gezimiz için İstanbul’dan kalabalık bir ekiple yola çıktık. Kars Harakani Havalimanı’na indikten sonra atladık bir minibüse ve ilk istikamet Çıldır Gölü kıyısı oldu. Eskiden Batum’un bağlı olduğu bir sancak olan Çıldır’ın nüfusu 2 bin 600. Aktaş Sınır Kapısı’na çok yakın. Biz Çıldır Gölü kenarındaki Atalay’ın Yeri’ne gittik. Lokanta salaş ama çok güzel. Sahibi Atalay Bey de tam bir Anadolu bilgesi. Gidince sadece yemek yemenizi değil, onunla sohbet etmenizi de öneririm. Sessizliğin sesini dinleyerek taze balıkların tadını çıkarabilir, ayrılmadan önce bahçedeki ağaca bir çaput da siz bağlayabilirsiniz. (0535) 211 03 48 @atalayin_yeri_cildir

Haberin Devamı

Güzel bir öğle yemeğinin ardından Çıldır’dan ayrılıp biraz yürüyeceğimiz bir noktaya hareket ettik.
Güz daveti
Ortaçağdan kalma kale

Ardahan’daki Şeytan Kalesi’ne giden yolu adımlarken, aslında ne kadar etkileyici değerlere sahibiz ama tanıtmakta ne kadar yetersiz kalıyoruz diye kim bilir kaçıncı kez düşündüm. 35 yıllık profesyonel meslek hayatım ülkemi tanıtmaya çalışmakla geçti ama sık sık bu hisse de kapıldım.

Şeytan Kalesi dünyanın başka bir yerinde olsa, insanlar akın akın burayı görmeye gider ama bizde şu an bu yazıyı okuyan kaç kişi haberdar bilmiyorum! Yaklaşık 2 bin metre yüksekliğe inşa edilen kalenin Urartular’dan yadigâr olduğu anlatılsa da bir Ortaçağ kalesi olma ihtimali daha yüksek. Kale 16’ncı yüzyılda Osmanlı egemenliğine girmiş ve aktif olarak kullanılmış. İçinde bir kilisenin kalıntıları ve bir sarnıç da var.
Güz daveti
Macahel’e iyi bakalım

Haberin Devamı

UNESCO’nun Dünya Biyosfer Rezervleri Ağı’nda 129 ülkeden 714 yer var. Türkiye’nin ilk ve tek Biyosfer Rezerv Alanı ise Artvin’deki Macahel bölgesi.

Biyosfer Rezerv Alanı’nı en basit şekliyle açıklamaya çalışırsam; biyolojik çeşitliliğin korunması, ekonomik kalkınma ve kültürel değerlerin devamlılığının ‘sürdürülebilir’ şekilde sağlanması demek. Bunun için seçilen ve geliştiren özel alanlara veriliyor bu unvan. Ne yazık ki birbirinden acı deneyimlerle doğanın önemini tekrar tekrar anladığımız günler yaşayıp da buraları görünce daha bir duygusal oluyor insan. Sarıp sarmalamak geliyor içinden... Hele ki Macahel çok özel bir yer; kıymetini bilmek zorundayız. Gittiğinizde ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız çünkü anlatılmaz yaşanır tanımını sonuna kadar hak eden bir yeryüzü cenneti.

Haberin Devamı

UNESCO Biyosfer Rezerv Alanı içindeki Maral Şelalesi de görülmeye değer. 68 metreden tek kırımda dökülüyor. Tek kırımda dökülen en yüksek şelalelerden biri. Şelaleyi izleyebilmeniz için iki küçük ahşap teras var. Bol merdivenli bir yoldan ulaşıyorsunuz. Ama şelalenin altına kadar gitmek hatta gelmişken yüzmek isterseniz, çok daha fazla merdiven inerek ulaşmanız gerek. Ayrıca Maral Köyü’ndeki İremit Camisi Türkiye’deki en özgün örneklerden biri. Oldukça küçük ve dışarıdan bakınca ayırt edici bir özellik göremiyorsunuz. Ama içine adım attığınızda rengârenk bir camiyle karşılaşıyorsunuz. Tamamı el işçiliği ve büyük bölümü kök boyalar kullanılarak yapılan cami, ahşap işçiliğinin sıradışı örnekleri arasında. 1851 yılından miras.
Güz daveti
Peribacası denince aklınıza sadece Kapadokya geliyorsa ezberleri bozun. Karadeniz’in Kapadokya’sı, Artvin’de keşfedilmeyi bekliyor. Şavşat’taki bu doğa harikası, ormanlık alanda meydana gelen heyelanla oluşmuş.

Haberin Devamı

Yolu biraz zorlu ama...

Kapadokya’daki kadar büyük peri bacaları yok ama ona göre daha büyüleyici olan tarafı ladin, köknar, çam ağaçlarının arasında yer alması. Yolu biraz zorlu ama bence bu deneyim için değer! Şavşat’ın 2015’ten bu yana ‘Sakin Şehir’ unvanını taşıdığını da eklemeden geçmeyeyim... Bu arada Artvin’de iki tane Karagöl var. Biri Şavşat’ta diğeri Borçka’da. İkisi de çok hoş ama benim favorim Borçka’daki oldu. Öncelikle her ikisi de içindeki yosun varlığı ve suyun koyu rengi nedeniyle Karagöl adını almış. Yukarıdan bakınca kalbi andıran şekliyle Şavşat Karagöl daha popüler ve daha derin. Borçka Karagöl ise daha büyük ama daha sığ. İçi balçık kaplı ve heyelanla oluşmuş bir set gölü. İki kısımdan oluşuyor; büyük ve küçük göl.
Güz daveti
Tevazunun yanında özen ve aile sıcaklığı var

İremit Pansiyon’da bir yayla evi deneyimi yaşayabilirsiniz. Konaklama beklentinizi yüksek tutmayın; esas güzelliği konumunda... Girişte ayakkabılar çıkıyor, odalar son derece mütevazı ama teras manzarası harika. Sevda Hanım’ın yemeklerini tatmak ve sessizliğin tadını çıkarmak için gidin.
@macaheldeki_aileniz (0536) 456 24 11

Şavşat Pınarlı Köyü’ndeki Otantik Kır Lokantası yöresel lezzetleri tatmak için doğru adreslerden biri. Nazire Hanım’ın eli çok lezzetli, aile işletmesi özeni hissediliyor.
@pinarliotantikkirlokantasi08 (0535) 221 50 65

Şavşat’taki Laşet’in konumu ve yemekleri güzel. Hem otel binası hem de bungalovları var.
@lasetbungalov (0466) 571 21 36

Maral Köyü’ndeki Greenroof restoran ve konaklama hizmeti veriyor.
@macahelgreenroofotel (0533) 094 08 08

 

Yazarın Tüm Yazıları