Paylaş
Ünlü mimar 1852 yılında, İspanya’nın Katalanya bölgesinde doğmuş. Babası demircilik yapıyormuş. Daha çocukken romatizma olmuş. Büyük acılar çektiğinden, yürümesi pek de kolay olmamış. Evden uzaklaşamadığı için, bahçede doğayı ve doğanın tasarımını incelemiş hep. En önemli iki yeteneğini de bu sayede kazanmış: Doğanın gözlemlenmesi ve analizi. Çizim konusunda yetenekli Gaudi 22 yaşında üniversiteden mezun bir mimar olmuş. Bir doğa aşığıymış: “Atölyemin hemen dışındaki ağaç benim akıl hocam” dermiş.
Diplomasına okul dekanı sıra dışılığına atfen “Bu diplomayı bir deliye mi yoksa bir dahiye mi verdiğimizi kim bilebilir? Bunu bize zaman gösterecek.” yazmış. Tanıştığı İspanya’nın en zengin ailelerinden Güell’lerin oğlu, Gaudi’nin hayatını değiştiren isimlerden. Ondan kendi adına mimari yapılar istemiş.
CASA BATLLO
Sanayici Josep Batllo i Casanovas’ın siparişiyle yapılmış bu alışılmadık mimari ile inşa edilen bina. 1906 yılında tamamlanmış. Cepheleri, göz alıcı bacaları ve çatısıyla her noktası sıradışı. Çatıyı kaplayan, bir sürüngenin sırtını andıran dik, dar ve renkli bölümünü Katalanyanın azizi George’un savaştığı ‘Ejderhanın Sırtı’olarak tasarlamış Gaudi. Yapının ilk katındaki balkonlarda yer alan ince sütunlar nedeniyle Casa Batllo’ya “Kemikler Evi”de diyorlar. 2005 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiş.
CASA MİLÀ
Barselona’nın Passeig de Gràcia Caddesi’nde bulunan ve 1906-1910 yılları arasında yine Gaudí tarafından tasarlanıp inşa edilen Casa Mila’ya ‘La Pedrera’ yani ‘Taş ocağı’ da diyorlar. Amerika’daki sömürgelerde para kazandıktan sonra memleketine geri dönüp yerleşen zenginlerden birinin dul eşi ile evlenen sanat meraklısı politikacı Pere Milà için inşa edilmiş.
Gaudi, sanatsal fantezi yapmış binada. Belediyenin yapı kanunlarına uyumlu olmaması sebebi ile sık sık engellenmiş inşaatı. Pek çok kez ceza kesilmiş. Zamanın sanat ilkelerine aykırı olduğu için entelektüellerin ağır eleştirilerine ve alaylarına konu olmuş. Sanatçı ön cephede dalgalı deniz ve deniz yosunları duygusu yaratmış. Dökme demir balkon demirleri dalga efektini daha da belirgin hale getirmiş. Yapıldığı ilk yıllarda balkon ferforjeleri konmamış. Pek çok eseriyle birlikte bu bina da 1984 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilmiş.
PARK GÜELL
Barselona’da gezilecek yerler listesinin en güzel noktalarından biri Park Güell. Şehrin dünyaca ünlü, bir o kadar da alışılmadık parkı burası. Çok ilginç bir öyküsü var. Eusebio Güell isimli iş adamı Barselona’nın kuzeyinde satın aldığı 17 hektarlık bir arazide 1910 yılında özel bir site yapması için ünlü mimar Gaudi’yi görevlendirmiş. Park, Gaudi’nin Sagrada Familia Katedrali’nden sonraki en iddialı yapısı.
Park Güell’de ortak bahçeleri bulunan, 60 evlik bir site inşası planlanmış. Ama projedeki evlerden yalnızca ikisi bitirilebilmiş. 1. Dünya Savaşı’nın başlaması ve yerin merkezden uzak olması yüzünden proje ticari açıdan başarısızlıkla sonuçlanmış. 1918 yılında arazi devlete geçmiş. Bahçeler 1922 yılında halkın kullanımına açılmış. 1984’te UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne alınmış park.
Gaudi meslek yaşamının ilk bölümünü burjuva sınıfının verdiği bu tür işleri tasarlayarak geçirmiş. Ancak “dönüşümü”, 1882 yılında kendisine devredilen Sagrada Familia Katedrali’ne kendisini adaması ile olmuş. Yıl 1908, atölyesini Sagrada Familia’nın şantiyesine taşımış, ölümüne kadar 18 yıl bir başka iş almamış.
LA SAGRADA FAMİLİA-KUTSAL AİLE KATEDRALİ
Barselona’nın simgesi bu katedral bence de Antoni Gaudi’nin kendisi. Belki de hiçbir mimar, hiçbir kentin dokusuna böylesine nakşetmemiştir eserlerini. Biraz sahilde avucunuzdan kaydırdığınız ıslak kumdan yapılmış gibi duran kuleleri, biraz Kapadokya’daki peribacalarını, biraz erimiş devasa mumları andırıyor katedral. Yüzyılın mimari kurallarını hiçe sayan Gaudí neredeyse hayatını adamış bu eserine. Ama sadece bir cephesini bitirebilmiş pek çok sembolü ve sırrı içinde barındıran bu yapının.
1883’te başlamış Gaudi, La Sagrada Familia’yı yapmaya. Tüm mimari bilgisini bu kiliseye aktarmak istediği için başka bir iş yapmayı bırakmış. Aslında doğuda Doğuş (Nativity), batıda Çile (Passion), güneyde İhtişam (Glory) isimli üç farklı cephe olarak tasarlamış katedrali. Katedralin yapımına başlanan ilk bölümü doğuş cephesiymiş. İnşaatını bizzat Gaudi’nin kendisi kontrol etmiş. 1894-1930 yılları arasında tamamlamış. İsa’nın doğumuna referans veren birçok detay var cephede. Gaudí’nin natüralist tarzını yansıtan doğadan resimler ve sahnelerle süslenmiş kuleler.
Gaudí’nin notları ölümünden sonra İspanya İç Savaşı’nda yanınca katedralin inşaatına ara verilmiş, 1940’ta yeniden başlanmış. Ölümünden sonra yapılan çile cephesi, ilk cephedeki dekoratif coşkuya karşılık oldukça sade bir tasarım. İsa’nın çarmıha gerilişinde çektiği acıya atıfta bulunulmuş. 1954’te başlanmış yapımına. Bu cephe ve kuleleri 1976-1987 arasında bir grup heykeltraşla tamamlanmış.
En büyük ve etkili cephe olan ihtişamın inşaatı daha çok yeni, 2002’de başlandı yapımına. Gaudi’nin 1936’da hazırladığı bir model referans alınıyor. İsa’nın kutsal görkemini ve insanlığın Tanrı’ya yükselişini ifade eden figürlerle dolu bu cephe. Döneminin mimarisinin çok uzağında gelecekten eserler tasarlayan Gaudi, 1926’da en büyük eseri Kutsal Aile Katedrali’nin inşaatına uzaktan bakmak isterken, bir tramvayın altında kalarak ölmüş ve katedrale gömülmüş.
Paylaş