Üzülerek söylüyorum Aykut hoca başarılı olamaz

GEÇTİĞİMİZ sezon sonu anlaştığında hiç unutmuyorum Haziran ayında Beinsports’taki ‘Depar’ programında Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe ye tekrar geri geldiğinde işinin eskisinden kat be kat zor olacağını, tablonun 3 Temmuz sürecinden bile vahim olduğunu söylemiştim...

Keşke haklı çıkmasaydım. Keşke sevgili Aykut hocam bir daha başarılarla dolu 2. dönem yaşasaydı. Ama bazı gerçekler vardı ki başarıyı imkansız kıldı.

GÖNÜLDEN İSTERİM AMA

Her ne kadar gönülden başarılı olmasını istesem de artık olamayacağını da üzülerek söylüyorum.

Aykut hocada kısa zamanda ‘duygularla alınan’ iki kararı gördük, ki bunu görmek ve yaşamak onun karakterindeki biri için imkansız gibidir. Bu kararlar; Osmanlıspor maçının ardından istifa sinyali vermesi ve sonrasında vazgeçmesi.

Aykut Kocaman, iki, bilemedin üç hafta sonra bile aynı duruma düştüğünde daha da yıpranacağını hatta çok zor durumda kalacağını bile bile bu kararından dönmüşse, bunun tek sebebi vardır; sezon başında kendisinin söylediği “FENERBAHÇELİ OLUŞUM” ifadesidir.

Hocanın bu sözünün içinde çok büyük anlamlar vardır. Fenerbahçeliler Aykut hoca takımın başında olduğu müddetçe bu sözünü hatırlarlarsa belki büyük yardım etmiş olurlar.

SAYIN SPOR BAKANIMIZ’IN UNUTTUKLARI: SPOR YASASI KULÜPLER VE TFF’NİN YAPISI

- GENÇLİK ve Spor Bakanımız Sayın Osman Aşkın Bak’ı önceki akşam TRT Spor’da izledim; herkesin gönlünde olup da dile getiremediklerini net bir şekilde ifade etti. Dedi ki:

- Yabancı sayısı kademeli olarak düşürülmeli ve en doğru sayı 5 veya 6 olmalı (Aslında gönlünden geçenin de 5 olduğunu belirtti.)

- Kulüpleri yönetenlerin alt yapıya önem vermesini istedi ve ekledi; “Biz her türlü desteğe hazırız.”

- Kulüplerin finansal durumlarını iyi olmadığını ifade etti.

Bunlar önemli noktalar. Bir ülkenin spor bakanı böyle düşünüyorsa kulüpleri yönetenlerin de şimdiden önlem almaya ve planlama yapmaya başlamaları lazım. Benim sayın Bakan’ımdan beklediğim ve üzerinde durması gereken daha da  önemli konular vardı. Mesela:

- Bir türlü çıkmayan Spor Yasası (ki ben Sayın Bakan’ımdan bu konuda ümitliyim).

- Kulüplerin yönetim şeklindeki eksikler.

- TFF’nin genel kurul yapısındaki yanlışlıklar.

Gerçekleştiğinde Türk futbolunu temelden etkileyecek olanlar aslında benim ‘Mesela’ dediklerim.

OLMADI LUCESCU

BU millet seni sevdi, değer verdi hatta zamanında söylediğiniz sözleri kulak arkası etti. Her şeye rağmen bu ülkenin insanları sizi Türk Milli Takımı Teknik Direktörlüğü’ne getirdi. Şimdi ise yaptığınız açıklamalarla yine bizlere hakaret ediyorsunuz. Yabancı konusundaki düşünceniz beni ilgilendirmez, o sizin kendi fikrinizdir.

 Tamam, coğrafya olarak bulunduğumuz yer belli, eyvallah. Fakat bahsettiğiniz topraklar medeniyetlerin beşiğidir. Bahsettiğiniz topraklar öyle insanlar, öyle sporcular yetiştirdi ki, hatta öyle birini yetiştirdi ki tüm dünyada gelmiş geçmiş en büyük lider olarak hafızalara kazındı.

MAZERET ÜRETME!

Sizin, ne ülkemin bulunduğu yeri eleştirmeye ne de sporcumu aşağılamaya hakkınız var! Kimse de size ‘Türkçe öğrenin’ demedi. Biz Türkçe bilmeyen çok insanı kendimizden bildik. Siz bu saatten sonra öğrenseniz de boş. Olmadı Sayın Lucescu.

Bu millet hassastır, yapılanları unutmaz hatta söylenenleri de hiç unutmaz. Siz alacağınız paraya, vereceğiniz hizmete bakın, gerisini bu ülke insanı halleder. Yapamayacağınızı düşünüyorsanız da hiç mazeretler üretmeden Romanya’nızın yolunu tutun..

ALKIŞLAR ENGİN HOCAYA

SAMSUNSPOR Teknik Direktörü Engin İpekoğlu hocamız Bolu’ya maça giderken, Hakkari’de şehit düşen Erhan Karaca’nın cenazesine takımını götürerek tüm kamuoyunun takdirini ve saygısını hak etmiştir.

Etrafımda Engin İpekoğlu hakkında söylenenleri dinliyorum ve diyorum ki; bizleri onlar yetiştirdiler, iyi ki Engin ağabey gibi etrafımızda çok değerli büyüklerimiz olmuş. Bir kere daha teşekkürler Engin hocam.

TUGAY’IN VEDASI

JÜBiLESi dün gibi hafızamda; Blackburn taraftarının sevgisi ve uğurlayışı. Demiştim ki; “Tugay ne şanslısın. Ülkende değer görmedin ama İngilizler seni bağrına bastı. Son maçında 10 binler maskeni taktı. Yetmedi; alkışladı, o da yetmedi; futbolu bırakıyorsun diye maskelerinin altından göz yaşlarını akıttılar. Ne gündü o gün benim için, üzülsem mi sevinsem mi diye bocalayıp kalmıştım.

AYNI DUYGULAR

Şimdi duydum ki elde ettiklerini genç nesillere aktarmak için seçtiğin teknik direktörlük mesleğini bırakmışsın. Yıllar sonra yine aynı duyguları yaşıyorum. Bilemedim, üzülsem mi senin gibi bir değere bile sahip çıkamayan ve ilgi gösteremeyen bizlere. Bilemedim, sevinsem mi senin böyle çarpık bir futbol ortamından uzak kalıp daha fazla üzülmeyişine.

Biraz şiir gibi oldu ama bildiğim bir şey varsa o da senin gibilerin çok azaldığıdır sevgili Tugay...