Paylaş
Ankaralı 49 yazarın ortak eseri “Gezgin Gözüyle Ankara” geçtiğimiz günlerde ikinci baskısını yaptı.
Ankara Gezginler Grubu’nun imzasını taşıyan kitabın editörlüğünü de yapan Timur Özkan’la Ankara gezginliğini ve yayınlanan eseri konuştuk.
Özkan, gezmeyi ve Ankara’yı sevenlerin bir araya toplandığı “Ankara Gezginler Grubu”nun 2005 yılında kurulduğunu söyledi. Fotoğraf sergilerini Moskova ve Alabama dışında Türkiye’de de 20 farklı noktada açtıklarını belirten Özkan, 11 farklı gezi kitabı yayınlandığını ve son kitapları Gezgin Gözüyle Ankara’nın da şubat ayında ilk baskısını yaptığını hatırlattı.
Gruplarının amacını gezilen-görülenleri paylaşmak, grup içerisindeki köklü Ankaralıların bilgilerini aktarabileceği ortam yaratmak, başka kentlerde de benzer gezgin gruplarının kurulmasını özendirmek, en önemlisi de Ankara’yı tanımak ve tanıtmak olarak özetleyen Timur Özkan’la yaptığımız sohbetten notları onun cümleleri ile aktarıyorum:
GEZİP GÖRMEK YETMEZ
“Bu grup daha önce de ortak kitaplar yayınladı. Yaşadıklarımızı ve tutkuyla bağlı olduğumuz Ankara’yı gezip görmekle yetinmek istemedik. Ankara’nın kent kültürüne ait pek çok yazıya da yer verdiğimiz kitaplarla da kalıcı eserler bırakmak istedik. Son kitabımız Gezgin Gözüyle Ankara’nın önsözünü de araştırmacı ve sanat tarihçisi Gökçe Günel yazdı. Ankara adının kökeni ile başlayan florası, faunası, meydanları, sokakları, anıt ve heykelleri, müzeleri, camileri, vakıf ve kültür varlıklarının fotoğraflarla anlatıldığı kitapta Ankara’nın mutfağı, kültür ve sanat hayatıda özel olarak bu kitap için kaleme alınan yazılarla aktarılıyor.
ADIM ADIM BAŞKENT
Kitapta, gezilecek yerler arasında Ankara Kalesi, Augustus Tapınağı, Ulucanlar tarihi mekânlar öne çıkarken Kızılay, Kavaklıdere, Çankaya, Yenimahalle, Keçiören ve Mamak ta gezgin gözüyle kaleme alınıyor. Gölbaşı, Beypazarı, Nallıhan, Kızılcahamam gibi nispeten turistik ilçelerin yanısıra Çubuk, Güdül, Ayaş, Haymana ve Kalecik ilçelerinde gezilebilecek pek çok noktası detaylı şekilde anlatılıyor. Ankara’nın doğa yürüyüşü rotaları ve korunan alanları da ilgi çekecektir sanıyorum.
ANLAM VEREMEDİĞİM EZBER
‘Ankara’nın gezilecek, görülecek neresi var ki’ şeklinde sık duyduğum ve anlam veremediğim bir ezber var. Tanımadığınız bir kenti sevemez, gezmediğiniz kenti tanıyamazsınız. Burayı da sevmek için tanımak, tanımak için gezmek gerek. Gezerken de tarihinden doğasına, kültüründen edebiyatına kadar her yönüyle tanımak isteyenler için kitapçılara arkadaşlarımızla birlikte çalışarak ‘Gezgin Gözüyle Ankara’yı bıraktık.”
İLGİNÇ ÖNERİ
“Daha önce farklı platformlarda dile getirdiğim Ankara için ilginç önerilerimi de bu kitabın satır aralarında aktarmaya çalıştım. Örneğin Ankara, neden bir UNESCO Dünya Mirası varlığı olmasın? Uluslararası bilim literatürüne Ankara Anıtı olarak giren ve duvarlarındaki Roma’daki orijinali kayıp olan İmparator Augustus’un Vasiyetnamesi’ni günümüze kadar taşıyan Augustus Tapınağı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday gösterilebilir. Bu adaylık aynı zamanda kendisi de eski bir tapınağı üzerine inşa edilen Augustus Tapınağı’nın yıkmayarak Hacı Bayram Camisi’ni bu tapınağın yanına inşa eden Osmanlı’nın hoşgörüsünü dünyaya tanıtacaktır.”
ANKARA’NIN BİR YAVAŞ ŞEHRİ OLSUN
Salihler Köyü’nde bulunan tarihi kaya resimleriyle tanınmaya başlayan Güdül’ün çoğunluğu restore edilerek kullanılmaya devam eden geleneksel evleri ve dingi atmosferiyle Ankara’nın ilk yavaş şehri olabileceğini belirten Timur Özkan, “Böylece başkentimizin bir ilçesi daha turizme kazandırılabilir” dedi.
BİLİNMEYEN CENNET PARÇASI
Kitapta Ankaralıların fazla bilmediği gezi noktaları aktarılırken Beypazarı’nın Karaşar beldesindeki Eğriova Gölü’de anlatılıyor. Küçük ve doğa harikası göl, tanınmadığı için sakin ve bakir bir alan.
ANKARA’NIN EN ESKİ AĞACI
Nallıhan’nın Meyilhacılar beldesinde Ankara’nın en eski ağacı bulunuyor. Bu ardıç, Ankara’nın en eski ağacı olarak anıt tescilli aldı.
Paylaş