Paylaş
Meslek hayatının 29 yılında 5 başbakan ve 4 cumhurbaşkanı ile görev yapan Öztartan, Demirel’i anlatırken duygulu anlar yaşadı.
ÇUKURLU’NUN MAKAM ARACI GELDİ
Mesleğe başladığım ilk yıllardan itibaren yakından tanıdığım ve bu mesleğin gizli kahramanları arasında üst sıralarda sayabileceğim az sayıda ustadan biri Mustafa Öztartan. Onunla Cumhurbaşkanı Demirel hakkında uzun ve keyifli bir sohbet ettik. Süleyman Demirel’le başbakanlığı döneminde 2 yıl çalıştığını, cumhurbaşkanı olduktan sonra Çankaya Köşkü’ne geçtiğini söyleyen Öztartan, “Bir gün Koruma Müdürü Şükrü Çukurlu’nun makam aracı geldi ve beni Çankaya Köşkü’ne götürdü. Çukurlu, ‘İşin, efendiliğin ve kişiliğinle buradasın’ diyerek bana Köşk’te çalışmayı teklif etti. Elbette ben de şerefle kabul ettim. 1994 yılı 5 Ekim’inden bu yana da Cumhurbaşkanlığı’nda çalışıyorum” sözleriyle devletin zirvesinde deklanşöre basmaya başlamasının hikâyesini aktardı.
Öztartan’ın keyifle dinlediğim renkli, hatta bazıları gizli kalmış anılarını aynı cümlelerle aktarıyorum.
“Başbakanlığındaki yıllarda bir 23 Nisan günü Demirel, koltuğunu verdiği çocuğa ‘Haydi bakalım sen Başbakansın. Telefon elinin altında, devletin imkanları elinin altında ne istiyorsun, ne yapacaksın?’ diye sordu. Çocuk hiç ses çıkarmadı. Demirel aynı sözleri tekrarlayınca çocuk, ‘Ben oturmayacaktım ki. Ben yanlışlıkla oturdum’ deyince Demirel, ‘Üzülme, senden önce de bu koltuğa zaman zaman yanlışlıkla oturanlar oldu’ diyerek yanıt vermişti.
ÖZAL ÖLDÜĞÜNDE ÇÖKTÜĞÜNÜ GÖRDÜM
Onunla yıllar geçirmiştim. Bakışlarından çoğu kez ne hissettiğini sevincini, hüznünü bilirdim. Sonuçta, fotoğrafçısı bir liderin en yakınında sürekli objektiften izlediği yüzün ne anlattığını çok iyi tanır. 17 Nisan 1993’te Aydın’da Adnan Menderes Üniversitesi’ndeydik. Özel Kalem Müdürü Cengiz Sonay, bir not iletti. O an Demirel’in omuzlarının düştüğünü gördüm. Yüzündeki ifade inanılmazdı. Bir an öylesine çöktü ki aklıma ilk gelen Nazmiye Hanım’la ilgili kötü bir haber aldığı oldu. Kalktı ve kürsüye geldi ve Özal’ın vefatını açıklayıp ‘Milletimizin başı sağolsun’ dedikten sonra o gün tüm programlarımızı iptal etti, Ankara’ya döndük.
ERDOĞAN BAŞBAKAN OLUR
Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı yıllarında 1996’ta İstanbul’a bir seyahatimizde belediyeyi ziyaret ettik. O dönem Tayyip Erdoğan’ın Belediye Başkanlığı’ndaki ikinci yılıydı. Erdoğan bu ziyaret sırasında Belediye Başkanı olduktan sonra yaptığı çalışmalar ve İstanbul hakkında yansıyı da kullanarak 1,5 – 2 saat süren çok geniş bir birifing verdi. Hatta sonrasında bir süre de başbaşa görüştüler. Demirel, Erdoğan’ı tebrik ederek belediyeden ayrıldı. Huber köşküne dödüğümüzde başdanışmanlarından Sait Kemal Mimaroğlu ve Yaveri Albay Reha Taşkesen’in de olduğu yakın çalışma ekibine Erdoğan için ‘Gelecekte başbakan olur’ dediğini çok iyi hatırlıyorum.
YEMEK Mİ YEDİM ZIPKIN MI?
Bir Pakistan seyahatimiz Ramazan ayının ilk gününe geliyordu. Pakistan’da yapacaktı iftarını. Biz kapıda beklerken dışarıya haber verdiler, Cumhurbaşkanımız çağırıyordu, “Dışarıda kim varsa gelsin iftarı birlikte yapacağız.” Doktoru İbrahim Obuz ve ben vardım ve seferiyiz diyerek ikimizde otuç tutmamıştık. Ama Süleyman Demirel ısrar edince iftar sofrasına geçtik. Cumhurbaşkanımız, Nazmiye hanım, İbrahim Obuz ve ben başbaşa iftar yaptık. Ama bir devletin başı ile aynı sofrada karşılıklı oturmak yemek mi, yedim, zıpkın mı yedim? Orasını bana sorun.
TÜRKİYE’Yİ ÇEK MUSTAFA
Demirel, görevi bıraktıktan sonra da çok defa kendisini ziyaret ettim. Hatta Doktoru Aylin Cesur bir keresinde benim için ‘Biz köşkten ayrıldıktan sonra oradaki en yakın dostumuz Fotoğrafçı Mustafa’ dediğini aktardı. Geçen yıl ziyaret ettiğim sırada Çankaya Köşkü’nde çektiğim 3 boyutlu fotoğrafları gösterdim. Bana ‘Emekli olduğunda Türkiye’yi böyle çek Mustafa. Ama Türkiye’nin tamamı çok çetrefilli olur. Önce Topkapı Sarayı gibi bir yerden başla. Ne iş yapıyorsan en iyi yap. En iyi, iyinin düşmanıdır’ demişti.
FOTOĞRAF YARIŞMASI YAPAR JÜRİ OLURDU
Demirel fotoğrafı çok severdi. Foto muhabirini de isim isim bilir, yakından ilgilenirdi. Üç kez onları teşvik etmek için yarışmalar düzenledi. Ödül olarakta 25 milyon lira yani bugünün değeri ile 10 bin lira ödül verdi. Hindistan seyahatinden dönüyorduk. Uçakta Foto Film Şube Müdürü Bülent Hiçyılmaz’ı yanına çağırarak Tac Mahal’i en iyi çeken 3 foto muhabirine ödül vereceğini, jürinin de kendisi olacağını fotoğrafları kendisinin seçeceğini söyledi. Hiçyılmaz fotoğrafları topladıktan sonra Demirel’e gösterdi. İsimler arkasında yazıyordu. İsimlere bakmadan fotoğrafları değerlendirdi. Aynı yarışmayı Pakistan dönüşünde Vedat Dalokay’ın orada yaptığı cami için ve Ankara’da GAP konulu bir yarışmanın ödül töreni için de yaptı. Ben üç yarışmada da ödül kazandım.
BABADAN FOTOĞRAFÇI
Mustafa Öztartan, babasının da fotoğrafçı olması ile çocuk yaşta bu meslekte tanıştı. 1956 yılında açılan dönemin Ankara’daki sayılı fotoğrafhanelerinden babası Selahattin Öztartan’ın işlettiği FotoSel’de meslekle tanıştı. Halen Ankara’daki en iyi baskı yapan isimlerden biri olarak anılan Mustafa Öztartan, Kültür Bakanlığı Foto Film Şube Müdürlüğü de yapan babası sayesinde mesleğe ilk adımlarını attı. 1986 yılında Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde fotoğrafçı olarak işe başladı. Turgut Özal, Yıldırım Akbulut, Süleyman Demirel, Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz ile Başbakanlık’ta Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı’nda resmi fotoğrafçı olarak çalıştı. Gül döneminde bir süre Cumhurbaşkanlığı Foto Film Şube Müdürlüğü’de yapan Öztartan, “Bu iş çok çalışmayı, fotoğrafı çok çok iyi bilmeyi, çekmeyi gerektirir. Ama en az bu kadar önemli olan şu ki, ketum olmak zorundasınız. Bizim en iyi yaptığımız iş sır tutmak. Hep en yakınlarındayız. Ama duyduklarımıza kulaklarımız sağır, orada hiç olmamışız gibi davranıyoruz” dedi.
İLK KEZ YAYINLANIYORLAR
ÇOK ÖZEL NAMAZ
Cumhurbaşkanlığı sırasında Süleyman Demirel, Mescid-i Aksa ziyaretinde HZ. Muhammed’in Mirac’a yükselirken bastığı rivayet edilen kaya üzerine yapılan mescidte (Kubbetu’s-Sahra) namaz kıldı.
ÇALIŞMA ODASINDA
Demirel, çalışma odası olarak kullandığı özel çalışma odasında özel müşaviri Emel Karancak ile notlarını kontrol ediyor.
İSTANBUL’DAN UĞURLANIYOR
Her İstanbul seyahatinde arkasından su dökülüyordu.
CLİNTON İLE
ABD Başkanı Bill Clinton ile iyi anlaşıyordu. ABD Başkanı’nın Ankara’ya bir ziyaretinde odasındaki eşyaları gösterdi.
DOĞDUĞU YERİ GÖSTERDİ
Demirel, harita kullanmayı severdi. Zaman zaman gelen konuklara doğduğu İslamköy’ü de haritada gösterirken Türkiye Cumhuriyeti’nin geldiği noktayı anlatırdı. İslamköy’den çıkan birinin Cumhurbaşkanı olduğunu söylerdi.
ÜÇ BOYUTLU FOTOĞRAFLARA BAKTI
Demirel, Öztartan’ın çektiği 3 boyutlu fotoğrafları özel bir gözlükle inceledi.
Paylaş