Paylaş
Küçük bir çocukken Ermenek’te lahana tarlasında fotoğraflarını çeken bir fotoğrafçının boynunda tanıdığı fotoğraf makinesi ile yıllar içinde aşk yaşayan Ali Usta, başkent Ankara’nın alanındaki en deneyimli ismi. Günümüzün bilinen markalarının servislerinde bile onun çırakları çalışıyor ve zaman zaman ondan akıl danışıyorlar. Fotoğraf makinesi veya denemek istediğiniz farklı bir fotoğraf çekim tekniği ile ilgii ne yapmak isterseniz size çözüm bulacaktır, Ali Usta. Aynı zamanda Türkiye’nin en büyük fotoğraf makinesi koleksiyoncularından birisi Ali Değer.
Hayatının dönüm noktaları, fotoğraf ve fotoğraf makinelerini bakışını uzun uzun anlatan Ali Değer Usta’dan tadımlık bir sohbet sunuyorum:
BABAMIN MERAKI ETKİLİ OLDU
Beyşehir’de babam, kendisi için hobi amaçlı bir karanlık oda oluşturdu. Tabii o dönemde Beyşehir’de böyle bir hobiye rastlanmıyordu. Çok değişik bir uğraş, değişik bir meraktı. Çocukluğumda merdiven altındaki o küçük karanlık odada çok zaman geçirdim. Yedi yaşındayken babam bana bir “kutu makine” fotoğraf makinesi aldı. Bu kutu makine ile fotoğraflar çektim ama çok bir şey beceremedim. Daha sonra babam o makineyi sattı. Ortaokuldayken bu defa bana bir çift mercek refleks makine aldı. Bu dönemde fotoğrafa ben biraz daha ciddi olarak başladım.
TEK MERCEKLE İKİ İŞ
Ben lisede o çift mercek refleks makinenin alt objektifini söküp tenekelerden kendi yaptığım agrandizöre takarak baskıyı gerçekleştiriyor, sonra tekrar makineye monte edip fotoğraf çekiyordum. O dönemde malzeme bulmak çok zordu, ayrıca çok da pahalıydı. Hatta şöyle söyleyeyim, bir buzlu cam bile bulunamıyordu. Zımparayla kendimiz yapmaya çalışıyorduk. Malzeme azlığı vardı. O zor koşullarda yaptığım baskılar hâlâ duruyor. Fotoğraf merakı hobi olarak çok önce başlamıştı ama lise dönemi net oldu benim için. Daha sonra üniversite, derken diyaloglar da arttığından bu işi yapan insanlarla görüşmeler, tartışmalar da yapabildiğimiz için daha da profesyonel bakmaya başladık.
DİJİTAL MAKİNEYE YOLCULUK
Mekanik fotoğraf makinesi tamirini, yani şu anda analog olarak tabir edilen makinelerin tamirini uzun yıllar yaptım ve kullandım. Hatta hâlâ gelirse tamir de ediyorum. Önce içten motoru olan, yani filmin sarma işlemini de kendi yapan sistemler gelişti. Canon, objektifin içinde auto focus sistemini geliştirdi. Makine gövdesinde değildi ilk yapılan auto focus sistemi. Her geçen gün makinelerin mekanik aksamlar azaldı, elektronik aksamı aynı oranda arttı. Sonrasında fotoğraf, makine üzerinde sensörlerle görüntünün kaydedilmesi sayesinde elde edilmeye başladı. Şu anda kullanılan sistemlerde ilk o dönemin auto focus sistemleri kullanıyor. Ayna kutusu, perde grubu yine aynı. Filmin yerine bir kayıt sistemi konmuş hali. Dijital makine tamiri yaparken, eski analog makinelerden çok fazla fark olmadığını gördük, geçiş kolay oldu.
DİJİTAL MAKİNE TAMİRİ DAHA KOLAY
Şimdi öyle abartılı söyleniyor ki dijital sisteme geçtik diye, aslında makinenin temellerini bilseniz yeterli olabiliyor. Dijital fotoğraf makine tamirinde malzeme bulabilmeniz gerekiyor arızayı lokal hale getirmeniz için, zaten analogla çok bir fark yok. Bir grubun içinde parçanın sorununu anlayıp yalnızca o parçanın tamirini yapabiliyorsunuz, anladıktan sonra, parçayı değiştirmek kalıyor.
Eğer malzemeye ulaşabilirseniz, dijital makine tamiri, analog makinenin tamirinden en az 10 kat daha kolay. Analog makine çok ince ustalık gerektiren bir iştir. Dijital makine tamirinde bilgi tabi yine bunda da gerekir ama parçaya ulaşabilmenize bağlı olan bir iştir, o işi birkaç defada gördüyseniz yapabilirsiniz. Bunu da tabi herkes yapmaya çalışmasın, sonra bozup beni aramasın.
Kitap Önerisi
“Fotoğraf Üzerine”
Yazarı Susan Sontag
Agora Yayınevi
Kitap adına yakışır bir anlam taşıyor, fotoğraf üzerine yazılmış önemli bir eser. Susan Sontag’ın “Fotoğraf Üzerine” kitabı, fotoğraf kavramını ve fotoğrafa bakışı duygusal anlamda da anlatan hatta bir çok alanda kaynak olarak gösterilen, meraklılarının mutlaka okuması gereken bir başucu kitabı.
Paylaş