En renkli foto muhabiriyle bayram sohbeti

Ankara’nın en renkli foto muhabirlerinden Kadir Şengün, meslekte 45 yılı geride bırakmış bir isim.

Haberin Devamı

Keyifli bir bayram sohbeti için doğru adres de elbette böyle bir ustadan başkası olamazdı.
Başkentin politik havasını yıllarca en yakınından takip ettiği siyasi liderlerle yaşayan Kadir Şengün’le bayramın ilk günü buluştuk. Anıları, keyifli hikayeleri ile saatler süren doyumsuz bir sohbetten ancak gazete sayfasının yer verdiği kadarını aktarabileceğim. Gerisi, bundan sonra dost sohbetlerimde anlatacağım renkli hikayeler olarak hafızama kazındı. İşte size, Kadir Şengün’ün anlattığı hikayelerden renkli bir kaçı:

GENÇLERE ÜZÜLÜYORUM

“Ben Süleyman Demirel’le, Turgut Özal’la, Bülent Ecevit’le, Alparslan Türkeş’le, Necmettin Erbakan’la çalıştım. Şimdi hala fotoğraf çekmeye devam ediyorum. Eski liderlere bakınca genç meslektaşlarımın o yılları yaşamamasına üzülüyorum. Hepsi de değer verirdi bize, nazik davranırdı, tanırdı. Hep en yakınlarında foto muhabirleri olurdu. Şimdi iktidarı da muhalefeti de aynı. Özellikle Başbakan, Cumhurbaşkanı şimdi gazeteciyi vatandaşın girdiği yere bile sokmuyor. Her gün daha geri itiyorlar. Ama biz orada bir çift göz, bir objektif değiliz. Gazeteye ya da internet sayfasındaki fotoğraflara bakan biri, olayı oradaki foto muhabirinin gözü ile görür. Bizler oralara bakan insanların gözüyüz.

Haberin Devamı

En renkli foto muhabiriyle bayram sohbeti

HERKES MERAK ETTİ

Tabii meslekte 45 yıl geçti gitti bu kadar yakından izleyince. Bir çok renkli anı da var. En keyiflilerinden birini anlatayım. Anadolu Ajansı yıllarım, Turgut Özal yeni Başbakan. Libyalı bir devlet bakanı onuruna yemek veriyor. Yemek başında fotoğraf çektikten sonra salonun kenarında beklemeye başladık. O arada rahmetli Özal, bizim olduğumuz tarafa bakarak, beni çağırdı. Yanına gittim. Kulağıma bir şey söyledi. Döndüğümde gazeteci arkadaşlar, merakla ‘Ne dedi’ diye sorup duruyor. Bir şey diyemedim, çıktım gittim. O aralar Başbakan Özal’ın köşke çıkıp görüşme durumu var. Gazeteciler telaşlandı tabii herkes o gün saatlerce ajansın haberlerini takip etti, ‘ne geçecek’ diye bekliyorlar, bir haber atlattık sanıyorlar. Oysa Özal bana yalnızca, ‘Ordan çekil televizyonu göremiyorum’ dedi. Bense söylersem dalga geçerler diye susup, oradan çekip gitmiştim.

Haberin Devamı

KAPI NASIL KAYBOLDU?

Konya’da Evren Paşa’yı izliyoruz, ilk ülke gezisi. Akşam kaldığımız otelde yemeğe oturduk, içki de içiliyor tabii. Ertesi sabah beşte kalkıp gideceğiz, Evren’in kaldığı orduevine. Yemek uzadıkça uzadı. Ben gitmek istedim ama bırakmadılar. Zar zor odaya çıktım. Ertesi sabah beşte kalktım, giyindim. Bir baktım odada kapı yok. Banyoya giriyorum, camdan bakıyorum. Camdan çıksam oda ikinci katta, yüksek yani. Ama kapı yok, bulamıyorum. Resepsiyona telefon ettim. Anlattılar bulamadım. En son ‘Gelin beni çıkarın. Kapı yok kerdeşim’ dedim. Otel görevlileri gelip kapıyı çalınca ses gardrobun arkasından geldi. O ara açtılar da kapıyı. Yemekten kalktıktan sonra da arkadaşlar gelip kapımı çalıp, açmaya, beni çağırmaya devam edince kızıp, otel odasındaki gardırobu kapının önüne çekmiştim. Gece o kafayla yaptığımı sabah unutunca oteli birbirine katmış oldum.

Haberin Devamı

En renkli foto muhabiriyle bayram sohbeti

SEMRA HANIMI MAYOLU ÇEKİNCE

Tercüman’da çalıştığım yıllar. Rahmetli Özal Cumhurbaşkanı. Göcek’te onu izliyoruz. Her gün yatla açılıyorlar. Biz gizlice tekneleri kiralayıp peşlerinden çıkıyoruz. Ama kayboluyorlar, engelliyorlar. Tekneleri kiraladığımız yerde bir ispiyoncu olduğunu farkedince karar verdik. Başka bir yol bulacağız. Ben, Süreyya Oral, Celal Yıldız, sonradan Konak Belediye Başkanı olan Hakan Tartan, sonradan Anadolu Ajansı Genel Müdürü olan Hilmi Bengi, Fethiye’den kiraladık tekneyi. Baktık bir koydalar. Geçip bir sonraki koyda indik yürüyerek geçerek Özalların kullandığı ‘Nirvana’ isimli teknenin olduğu koya yaklaştık. Teknede fotoğraflarını çektim. Semra Hanım’ın mayolu kareleri de vardı. Gazetede çıktı tabii bunun üzerine dava açacağını söyledi. Ama benim çektiğimi öğrenince Semra Hanım affetti.

Haberin Devamı

‘YARIN GAZETEYE GEL’

Erzurum’da doğdum ama babamın ölümü ardından Ankara’ya geldim. Lise bitmek üzereydi yaşım 16-17 Kayhan Vandemir’in yanında mesleğe başladım. Kayhan Vandemir, Ankara’da birçok gazeteye fotoğraf servis ediyordu, Süleyman Demirel’in de fotoğrafçısıydı. Bir gün ‘Yarın geleceksin’ dedi. Bu sözle Adelet Gazetesi’nde foto muhabirliğine adım attım, hala çalışıyorum. Ama eğer foto muhabiriyim diyorsam bu Mehmet Ünlü sayesinde oldu aslında. 1972’de Anadolu Ajansı’nın fotoğraf servisini Kayhan Vandemir kurdu. Onunla birlikte, ben Mehmet Ünlü ve İlhan Kuyucu fotoğraf servisini oluşturduk. Benim çıraklık dönemlerimdi. Ama Mehmet Ünlü, hem karanlık odayı, hem fotoğrafçılığı, hem fotoğraf seçmeyi çok iyi biliyordu. Bir çok yardımını gördüm mesleki anlamda. Sonrasında zaten Vandemir’in ardından yıllarca Anadolu Ajansı’nın Fotoğraf Haberleri Müdürlüğü’nü yaptı. Mehmet Ünlü tanıdığım en iyi editördür, kaldırır bir makara filme bakar ‘Şu kare’ der, ‘Bir tek onu geçin.’ Ertesi günü bakmışsınız her gazetede o kare var.

Haberin Devamı

En renkli foto muhabiriyle bayram sohbeti

KADİR ŞENGÜN KİMDİR?

Şengün, 1952 yılında Erzurum’da doğdu. Henüz bebek yaşta babasını kaybedince Ankara’ya taşındı ve ilk, orta ve lise eğitinmini Ankara’da tamamladı. 1968 yılında 16 yaşındayken Süleyman Demirel’in de fotoğrafçılığını yapan gazetelere fotoğraf servis eden Kayhan Vandemir’in sahibi olduğu fotoğrafhanede mesleğe başladı. Bir yıl sonra Adalet Gazetesi’ne foto muhabiri olarak çalışmaya başlayan Şengün, 1973 yılında Günaydın’a 1974 yılında Anadolu Ajansı’na geçti. 1984 yılında Tercüman Gazetesi’ne transfer olan Şengün, 1997’de başladığı Akşam Gazetesi’nde emekli olduğu 2007 yılına kadar çalıştı. Şengün, halen Bugün Gazetesi için fotoğraf çekmeye devam ediyor. Türkiye Foto Muhabirleri Derneği ve Türkiye Spor Yazarları Derneği üyesi Şengün, Gazeteciler Cemiyeti tarafından iki kez ‘Yılın Gazetecisi’ seçildi.

Yazarın Tüm Yazıları