Poligon






Reşit ÇAĞLAYANGİL
Haberin Devamı

O bir polisti...

PERDE ARKASI

Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şubesi Narkotik Büro'da görevli Ahmet Köse, yaşama veda etti.

SİCİLİ takdirnamelerle dolu Köse'nin kalbi stresli meslek yaşamına daha fazla dayanamayıp henüz 42 yaşında durdu. Eskişehirli çiftçi bir ailenin oğlu olan Ahmet Köse, hep faal görev yaptı. Yıllarca İstanbul'da narkotik polis olarak uyuşturucularla, kara parayla boğuştu. Şark dönüşü geldiği İzmir'de Atatürk Devlet Hastanesi'nde polis noktasında görev yaptı. Güleç yüzlü, ağırbaşlılığıyla kimseyi kırmadı, işini yaptı, üç yıl önce de narkotik polisliğe tekrar döndü.

NARKOTİK Büro, Türkiye'ye uyuşturucu hap sağlayan bir şebekenin peşindeydi. Köse, bürodaki arkadaşlarıyla birlikte günlerce şüphelileri takip etti, sabaha kadar sokakta kalıp ,evlerini, buluştukları kişileri gözledi. Öyle ki, evine uğrayıp bir akşam yemeği yiyor, henüz 12 yaşındaki biricik kızını öpüp, eşiyle helalleşip görevine dönüyordu.

SONUNDA 6 zehir taciri kıskıvrak yakalandı, 5 bin adet uyuşturucu hap ele geçirildi. Artık operasyonel bölüm tamamlanmış, iş ifadelere ve zehir tacirlerinin bağlantılarını tespite kalmıştı. Ahmet Köse, yıllık izninin bir bölümünü kullanmak istedi. Kızını, eşiyle birlikte karne hediyesi olarak İstanbul'a yakınlarının yanına götürecekti.

AMİRLERİ de çalışkan memura, eline sağlık deyip izine çıkabileceğini söyledi. Köse, işlemlerini tamamlayıp bir an önce evine gidip karne alan kızını görmek istiyordu. Fakat kalbi Emniyet Müdürlüğü'nden çıkışta tekledi, üç yıl acil servisinde polislik yaptığı İzmir Devlet Hastanesi'ne götürüldü, ama artık çok geçti...

TALİHSİZ polis, meslektaşları ve yakınlarının gözyaşları arasında toprağa verildi. Küçük kızı, ‘‘Baba karnemi daha görmedin nereye gidiyorsun?’’ derken herkesin yüreği parçalandı.

POLİS Ahmet, öbür yaşama giderken ailesine ne mi bıraktı? Onurlu bir yaşamdan başka hiç bir şey... Maaşıyla geçinmeye çalışan, onurundan ödün vermeyen Köse'nin ne bir evi, ne de arabası vardı. Meslektaşları, Ahmet Köse'nin eşi ve kızını yalnız bırakmamaya kararlı. Vali Alaaddin Yüksel ile Emniyet Müdürü Hasan Yücesan da bu dürüst polisin geride bıraktıklarına ev alınması için yardım sözü verdi.

Hizmet Bürosu kaldırılsın mı?

TÜRKİYE’DE sadece İzmir Barosu'nca gerçekleştirilen ve ‘‘Halka Hizmet Bürosu’’ adı verilen uygulamayla avukat ve stajyerler, Adliye'de bir odada vatandaşlara danışmanlık yapıyor. Vatandaşların dilekçeleri sembolik ücretle yazılır, hukuki sorunlar dinlenip ön yönlendirme yapılarak bilgilendirilir.

BİR avukat, Baro’ya başvurup büronun kaldırılmasını istedi. Baro yönetimi inceleme yapıp bazı avukatlardan görüş aldı, Baro Dergisi'nde yayımladı. Avukatlar, büro aracılığıyla savunma hakkının kullanılmasında ekonomik durumu zayıf olanlara yardım edildiğini, avukata gidemeyecek durumdakilerin, şiddet gören kadınların başvurabildiğini, dilekçeleri arzuhalcilerin yerine hukukçuların yazmasının önemli olduğunu, görevli stajyerlerin iş görüşmesi,, ücretin istenmesi ve hukuki yardım aşamalarını bizzat yaşayıp deneyim kazandıklarını vurguladı. Büronun kaldırılmasını isteyenler ise hizmet ücretini düşük bulduklarını, Avukatlar arasında koordinasyon olmadığından hukuki yardım taleplerine yaklaşımda farklılık bulunduğunu belirtiyor.

İZMİR Barosu Başkanı Avukat Noyan Özkan, Halka Hizmet Bürosu'yla ilgili henüz karara varılmadığını, eksikliklerin giderilerek işlevine devam etmesi yolundaki görüşün üyeler arasında ağırlık kazandığını söyledi.

TEBESSÜM

‘Anons’

DEDEKTİF Haydar'ın çalıştığı ilin emniyet müdürü, trafik sorununu çözmeyi kafasına koymuştu. Bu nedenle Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü kadrosunu genişletmek istemiş ve diğer birimlerden kaydırma yapmıştı. Dedektif Haydar da işte bu süreçte trafik polisi oluverdi.

BUNA bozulan fakat renk vermeyip, ‘‘Ben her yerde görev yaparım’’ diyen Haydar, arkadaşıyla birlikte ekip otosuyla şehrin en yoğun caddesinde denetime başladı. Arkadaşı ekip otosunu kullanırken, Haydar da megafonla yasak park yapan taşıtların plakalarını kızgın kızgın anons edip kaldırmalarını istiyordu. ‘‘35 PH... Kartal’’, ‘‘35 KL... Toyota’’ derken, hızını alamayan Haydar, ‘‘35 işitme engelli Opel'ini sen de çek’’ deyiverdi.

DEDEKTİF Haydar, plakasında işitme engellilere ait özel amblem olan otomobili anons etmişti. Arkadaşı hemen, ‘‘Ne yapıyorsun, adam seni duyar mı? Bırak yerinde kalsın’’ deyince kızaran Haydar, anons ettiğine pişman olurken, otomobil sürücüsünün, ‘‘Tamam’’ dercesine el sallaması üzerine koltuğundan fırlar. Sürücünün sağlam olduğunu anlayan Haydar, aracın yanına gider ve özürlü olmadığı halde bu kişilere verilen amblemli plakalı otomobili kullandığı için cezayı keser.

Yazarın Tüm Yazıları