Paylaş
Yedi yıldır hiç kaçırmamış ve her seferinde iyi ki gelmişim demiştim. Yine öyle oldu.
Ayvalık’ın bir tılsımı var. Zeytinin ağacı kutsal , meyvesi kutsal… Takvim yılı yerine ne koymak istersin diye sorsalar pekala zeytin yılı olabilir derim.
İzmir’den geç çıkabildiğim için Cumartesi günkü panele ne yazık ki yetişemedim. Ama daha sonra Ali Ekber Yıldırım ve Gila Benmayor’dan konuşulanları öğrendim.
Özellikle İlber Ortaylı’nın söylediklerini çok sevdim. Zeytin alanları özenle ve israrla korunmalı.
Bu yıl da şanslıydım…Yine Nisi Otel’de kaldım. Nisi güzel detayların oteli. Etkileyici bir peyzajı var. Bir de sizi evinizde hissettiren Özge Hanım’ı.
Şanslıydım. Gün batımına yakın, Vahap Munyar’ın Ayvalık Ticaret Odası Zeytinyağı Komitesi Başkanı Aysun Uygun’la otelde yaptığı söyleşiye kulak misafiri oldum. Zeytinle ilgili güncellendim açıkçası.
Doğrudur zeytin varsa, hayat vardır. Ama yıllardır da duyarım, zeytin varsa sorun da vardır. Ya fiyat düşüktür, ya Suriye’den kaçak mal geliyordur, ya sinek yapmıştır veya destek yetersizdir, bir yanlış, bir eksik vardır.
Bu, özelde zeytin, genelde tarımla uğraşanların kaderidir belki de. Doğayla mücadele fedakarlık gerektirir. Merkezi idareden destek şarttır. Yeterli destek nadiren gelir. Zira merkezi idare başka önceliklerin peşindedir.
Umarım günün birinde zeytincilerin “bu yıl muhteşem geçti, önümüzdeki yıl daha da iyi olacak” dediğini duyarız.
Cumartesi gecesi yemek Körfez Restorandaydı. Ali Ekber Yıldırım, Gönül Öney ve Cevher Kantarcıyla sohbet çok keyifliydi. Kalabalığa rağmen yemekler ve servis de iyiydi.
Gecenin sonuna doğru kendimi beklenmedik biçimde “bulanık mantık” ve “algoritma” konuşuyor buldum. Çünkü masamıza “bulanık karar ağacı algoritmalarının geliştirilmesi” üzerine 9 Eylül’de doktora yapan Cevher Bey’in yeğeni Suzan Kantarcı Savaş ve eşi Kerem geldi. Sevgili Suzan aynı zamanda zeytinyağ tadımcısı ve Ayvalık Ticaret Odası duyusal analiz laboratuvarı panel grubu lideri.
Bir saat daha otursak otururduk. Böyle gençlerle tanıştıkça seçim sonuçları o kadar da umrunda olmuyor insanın. Umutlanıyorsunuz.
Pazar sabahı kahvaltı için Taş Kahvedeydik. Açık büfe özenle hazırlanmıştı.
Sevgili Güngör Uras ilgi odağıydı. Sevgili Nedim Atilla da öğle saatlerinde yapacağı Slow Food konuşmasının telaşı içindeydi.
Nedim’in organizasyon enerjisi bu ülkede pek az kimsede vardır. Bir kez daha helal olsun demek istiyorum.
Deniz Sipahi öğlene doğru eşiyle beraber İzmir’e döndü. Hem oğulları Atlas bekliyordu herhalde, hem de Karşıyaka-Göztepe maçı vardı.
Hava nefisti, insanı dışarı davet ediyordu ama dayanamadım otelde maçı izledim. Söylene söylene tabii.
Pazar akşamüzeri Sızma Han Butik Otel’de mangala davetliydik. Yine şanslıydık, şahane bir gün batımı yakaladık.
İstanbul’dan gelen iki blogger ve bir Instagram fenomeniyle aynı masada oturduk.Lokantalarım’ı yazan Alp Artam, Tadında Seyahat’i yazan Gürkan Kara ve Instagram’da emrkrm nikiyle bulunan 440 bin takipçisi olan Uğur Soyata.
Bu tip organizasyonların tanıtım/iletişim ayağında bloggerlar çok önemli. Hasat günleri bu yıl bu kanalı iyi kullandı.
Umarım bu yıl yüzleri güldüren bir zeytin yılı olur...
Paylaş