Tavuk üzerine
Yıllar önce Radikal’de piliç versiyonu vardı. Bu seferki tavuk… Bir Facebook grubunda paylaşıldı.
Bir tavuk, bir yolda karşıdan karşıya geçer.
Soru: Tavuk karşıdan karşıya niçin geçer?
Bazı yanıtlar:
EFLATUN:
İyiliği için, Gerçek, öteki taraftadır.
ARISTOTELES
Karşıdan karşıya geçmek tavuğun doğasıdır.
KARL MARX
Tarihsel olarak kaçınılmazdı.
MARTIN LUTHER KING JR.
Tüm tavukların nedenini açıklamak zorunda kalmadan özgürce karşıdan karşıya geçtikleri bir dünya düşlüyorum.
SIGMUND FREUD
Tavuğun karşıdan karşıya geçmesiyle ilgilenmeniz, sizde güçlü bir cinsel güvensizlik duygusunu ele vermektedir.
BUDA
Bu soruyu sormak, sizin kendi tavuk doğanızı inkar etmektir.
EINSTEIN
Tavuğun yolun karşısına geçmesi ya da yolun tavuğun ayakları altında yer değiştirmesi, tümüyle sizin gösterdiğiniz referansa bağlıdır.
BILL CLINTON
Anayasa üzerine yemin ederim ki bu tavukla aramda hiç bir şey geçmemiştir.
GEORGE W. BUSH
Tavuğun bu yolda BM kararlarına rağmen cezalandırılmadan karşıdan karşıya geçmesi, demokrasiye, özgürlüğe ve adalete kafa tutmaktır. Bu durum, yolu bizim çoktan bombalamış olmamız gerektiğini göstermektedir.
SÜLEYMAN DEMİREL
Tavuk geçmişse geçmiş, geçmemişse geçmemiştir.
TANSU ÇİLLER
Bu memleket için karşıdan karşıya geçen tavuk da bizimdir, üstünden geçen traktör de bizimdir.
Hadi biz de düşüncelerimizi yazalım dendi. Bir anda yorumlar yağmaya başladı.
Ben araya girdim:
“Tavuk sammimmi olsa karşıdan karşıya geçmezdi. Niyeti belli bunların!”
Başka yazanlar da oldu:
“Bu tavuklar sadece karşıdan karşıya geçmeyi bilirler. Geçeceksin de ne olacak? Sen günde iki yumurta verebiliyor musun onu söyle bana? CeHaPe zihniyyyyetinin mahsülüdür bunlar. Kimse kusura bakmasın, öyle elini kolunu sallayarak karşıdan karşıya geçemezsin. Hem karşıya kışla yapacağız biz”
“biz diktatör olsaydık bu tavukları piliç dönerde kızartırdık”
Sonra bazılarımız tedirgin oldu. Şaka yollu, herkes görüyor başımıza bir iş gelmesin dendi. Silsek mi diye konuşuldu.
“hadi sil de rahat rahat çiğdemlerimizi çitleyelim” dedi biri.
Bunlar yazıldığında en son demokrasi paketinin açılmasına beş on gün vardı daha.
Hissedilen demokrasi diye bir şey var. O his paketlerle gelmiyor. Gün gün yaşananlardan arta kalan bir his o…
****
YÜKSEK TEKNOLOJİ VE ULAŞIM
Beş altı yıl önce akciğer profesörü arkadaşım Sevgili Mustafa Özhan’la birlikte İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünde sigara üzerine bir sunum yapmıştık. Sonrasında da gençlerle Gülbahçe’ye inmiş, bir kafede sohbet imkanı bulmuştuk.
Orada gençlere “kampustaki sorunlarınız nedir?” diye sormuştum. Ben bilgisayarlar eski, laboratuarlar yetersiz gibi cevaplar beklerken gelen cevap çok farklıydı. O günlerde en büyük sorun ulaşımdı. Kampusa ulaşmak zordu. Kampus içi de çok sorunluydu.
Geçenlerde Twitter’da Oğuz Top isimli kullanıcının Başkan Aziz Kocaoğlu’na yazdığı mesajı görünce şaşırdım. Eskisi kadar olmasa bile İYTE’de hala daha ulaşımla ilgili sorunlar olduğu anlaşılıyordu.
Hep çok ironik geldi bana. İsmi “yüksek teknoloji” ile başlayan bir enstitünün ulaşım sorununun olması!
Bu arada İYTE’nin Türkiye’de ilk kez insansız taksi projesini geliştirdiğini de belirtelim.
*****
İZMİR’E İLGİ VE İZMİR’İ AŞAĞILAMA
Konak Belediyesine ait Üçkuyular’daki benzin istasyonu satıldı kıyamet koptu. Fiyat 56 milyon TL oldu.
İzliyorsunuzdur, Bornova Ağaçlı Yol kavgası ne zamandır devam ediyor. Orası da 120 milyon TL’ye satıldı.
Mavişehir’de, İnciraltı’nda, Uzundere’de imarla ilgili kalemler oynatıldı, oynatılıyor. Rakamlar yüksek. Arkada bekleyen yatırımcılar var belli ki. Kentin içindeki her boş alana talip var.
İzmir’e bu kadar ilgi gösteren abiler iktidar yancısı medyayı pek izlemiyorlar galiba. Çünkü oradaki anti İzmir yazar yorumcu tayfasına bakarsanız kentte durum vahim… Pek yatırım yapılacak yer değil!
Neymiş, İzmir ırkçılığın başkenti, faşizmin kalesiymiş… Hatta hatta paranoyak ve hastalıklı bir zihin iklimine sahipmiş… Ekonomik olarak bitikmiş… Daha neler neler… Seçim dönemlerinin kronik İzmir hezeyanı!
Tabii unutmayalım, bu kentte itiraz kültürü var bir de. Pek başka yerlerde olmayan… Tedirgin eden. Zaman zaman da acıtan…
İzmir’le ilgili atıp tutarken insan kente ve memlekete biraz daha dikkatli bakar. Yanlış okuyor olabilir miyim diye şüphe eder kendinden. Niyet iyiyse tabii!
