Paylaş
Ne yalan söyleyeyim daha önceleri küçümsüyordum. Facebook’a kıyasla Twitter’ı kendime daha yakın hissediyor ve daha bir ciddiye alıyordum.
Ancak son üç dört aydır Facebook’un kurucularından Mark Zuckerberg’e sık sık içimden teşekkür ediyorum.
Nedeni basit: Üyesi olduğum Facebook yazı grupları…
O gruplar sayesinde tanınmamış ama müthiş yazan insanlar tanıdım. O insanların harika hikayelerini okudum. Keyifli sohbetlerine katıldım. Abarttığımı sanmayın. Buyurun gelin, görün.
Her şey Sevgili Nuray Önoğlu’nun kurmuş olduğu ve 7 bin küsur üyesi olan “Okunası Kitaplar” grubundan çıktı aslında.
Nuray, “Hem Okudum Hemi de Yazdım” diye kitaplardan başka şeyler de konuşan, tartışan, yazışan bir grup daha kurdu.
O grubun içinden de Apartman ve Akrostiş Postiş diye iki grup çıktı.
Apartman’da online ve kolektif bir polisiye roman denemesi yapılıyor. Fena da gitmiyor.
Akrostiş’i ise Necati Eker başlattı. Kapalı bir grup. Sevgili Necati davet edeceği kişinin ismine akrostiş şiir yazıyor ve üyeyi davet ediyor. Orada şiir ve hikaye bir arada yürüyor. İleride kitaplaşmak üzere... Her şiir, her hikaye iyi ki bu grup kurulmuş dedirtiyor.
Bu gruplarda güçlü biçimde hissettiğiniz şey “küme aklı”. Birisinin yazdıkları diğerini tetikliyor, onu gören başkaları da cesaretlenip ya da heveslenip katkıda bulunuyor. Bu dinamizm grubun kolektif zekasını yükseltiyor, ortaya güzel sürprizler çıkıyor.
Dünyada özellikle sosyal ağlardaki grup davranışları konusunda pek çok araştırma yapılmakta. Konu sosyal psikolojiden siyaset bilimine kadar da pek çok disiplini ilgilendirmekte...
Bizim bu dar yazı gruplarındaki enerjiye bakınca yazı işinde iktidarın artık mevcut ellerden “yazanlara” doğru kaydığını söyleyebiliriz. Sosyal ağlar üzerinden yürüyecek bu süreç sanılandan çok daha hızlı işleyeceğe benzer.
****
EDEBİYATIN GENÇ YÜZÜ
Gençlik edebiyatı Batı’da çok yaygın ve saygın edebiyat dairelerinden birisi sayılıyor. Sadece gençler için üretilmiş ama aynı zamanda yetişkinler tarafından da okunan hatta yazarlarının önemli bir kısmı da genç olan bir edebiyattan bahsediyoruz.
Yine Batı’da bu konuda çok sayıda akademik çalışma, tez, basılı yayın çalışması var.
Gençlik edebiyatı nedir ve nasıl olmalıdır konusu Batı’da edebiyatın ve eğitim camiasının temel konularından birisi.
Peki ya bizde durum ne?
Gençliği odağına ister istemez almış Türkiye’de henüz tam anlamıyla gençlik edebiyatından bahsetmek mümkün değil.
Ülkemizde daha çok ilk gençlik edebiyatı (13-18 yaş) üzerine pasif bir gelişme var. Pasif bir gelişme çünkü bu yaş grubuna ait edebiyatın belirleyicileri daha çok aile, kamu (Okul yönetimi- Bakanlık) ve yayıncılar. İlk gençlik çağındakilere “siz bilmezsiniz sizin için en iyisini biz biliriz” yaklaşımıyla edebiyat ürünleri sunuluyor. 18 yaş üstü gençlik edebiyatının ise henüz ilk kıpırtıları görünüyor.
Gençlik edebiyatının aşması gereken bir kaç önemli engeli var:
Birincisi gençler adına karar veren kendinden menkul yaklaşımlar. Mesela, “gençler ilgisiz, okumaz, kıymet bilmez…” diye uzanıp giden genel değerlendirmeler. Gençleri eğitilmesi ve güdülmesi gereken bir sürü gibi gören yaklaşımlar edebiyatın yakınına uzağına yaklaşamaz. Edebiyat eğitmekten ziyade anlamak, keşfetmek ve değiştirmekle ilgilidir.
Öteki sorun da, nitelikli yazarların henüz bu alana yeterince akmamış olması. Var olan nitelikli yazalar bu alanı keşfettikçe iyi ürünlerin sayısı artacak.
Ama en önemlisi bizzat genç yazarların gençlik edebiyatınca keşfedilmeleri ve desteklenmeleri gerekiyor. Yazarlığa ilk adım özgür düşünceden geçiyor. Gençlerimiz özgür, bağımsız ve özgüven sahibi oldukça yazacaklar bunu hiç unutmamak gerekiyor.
Güçlü ve zengin bir gençlik edebiyatı için:
• Bu konudaki akademik ve bilimsel çalışmaların yaygınlaşması
• Buyurucu, belirleyici, ders verici, öğretici bir dilden kaçınılması
• Yatırımcıların iyi yazarları bu alana çekmesi
• Bizzat genç yazarların çıkmasının desteklenmesi öncelikli konular arasında geliyor.
*****
KALDIRIM SAÇMALIKLARI
Ne gökdelenler dikildi bu ülkede ama şu kaldırım işleri bir türlü sakilliği aşamadı. İzmir’in içinde nicedir böyle. Şimdilerde Çeşme’nin Şantiye’sinde de öyle.
Memleketin gözdesi Çeşme, Çeşme’nin en mutena semti Şantiye evlerinde sınırlı yenilemeye izin verilir ama evin önündeki kaldırım kafaya göre yapılır. Ucuzundan, çabucak, günü kurtaracak şekilde.
Bahçe duvarlarını yutacak kadar yüksek olmasına özen gösterilir!
Paylaş