O kadar da istemiyor olabilir mi?

Haberin Devamı

O kadar da istemiyor olabilir mi

Saygıyla anıyoruz...



CHP Lideri Kılıçdaroğlu; "İzmir sadece Türkiye'nin değil, dünyanın imrendiği bir kent. İzmir'i İzmir yapan İzmir'de yaşayanlardır ve belediyelerdir” diye başlamış ve “bütün arzum Türkiye'nin de İzmir gibi olmasıdır" diye bitirmiş.  Ak Parti İzmir milletvekili Hamza Dağ da  cevap vermiş:
"Kılıçdaroğlu neyin özlemi içerisinde, nasıl bir şehir hayali ve ufku var, bizler anlayamadık?” diye sormuş ve sonunda can alıcı cümleyi kurmuş:
“Türkiye İzmir gibi olsa… Bugün Türkiye hala içine kapanmış, dış dünyadan bihaber, dünyadaki yenilikleri takip edemeyen, bitmeyen proje çöplüğü haline gelen bir ülke olmaktan öteye geçemezdi"!  İşte Sayın milletvekilinin İzmir mülahazası.
İçine kapanık, dış dünyadan bihaber, yenilikleri takip edemeyen, proje çöplüğü bir kent… Bu bakış açısı karşısında insan “biz aynı kente mi bakıyoruz, aynı kentten mi konuşuyoruz?” diye sormadan edemiyor.
Tamam dikkat çekmek için kişi abartabilir, konuyu azıcık dramatize edebilir ama bu kadarı da fazla.
Hani üniversite sınavında aşağıdakilerden hangisi İzmir’i tanımlar diye bu seçenekleri sıralasak en çok “e” şıkkı, yani hiçbiri işaretlenir.  Cevap anahtarında başka bir şık doğru seçenek olarak verilirse de “soru hatalı” diye itirazlar yükselir.
İzmir’i gelişigüzel eleştiren bu tür demeçlere bakınca cevabı daha zor başka bir soru geliyor aklıma:  Ak Parti İzmir’i istiyor da gerçekte ne kadar istiyor?  Hatta o kadar da istemiyor olabilir mi?

ASYA TİPİ DEMOKRASİ
Notumuz Fitch tarafından yatırım yapılabilir ülke konumuma yükseltildi malum.  İyi bir haber…  Ancak ne kadar “iyi” olduğunu, sokaktaki insana refah olarak ne kadar yansıyacağını zamanla göreceğiz.
Daha önce “spekülatif” ülke kategorisindeydik.  Ekonomi dışı alanlarda bir reyting sistemi olsa ve bizi notlasalar “yatırım yapılabilir” yüksekliğinde başka bir not almamız zor olurdu diye düşünüyorum. Bu çelişkiyi pek çok köşe yazarı ve yorumcu dillendiriyor artık.  Ekonomi konusunda gösterilen nispi başarı neden diğer taraflarda yakalanamıyor?
Bu zor soruya cevap vermek yerine günümüzün popüler düşünürlerinden Slovaj Zizek’e kulak verelim: “Bugünün dünyasında kapitalizm Asya tipi demokrasi altında Batı tipi kapitalizme göre daha verimli ve daha dinamik sonuçlar veriyor. Son küresel kriz nedeniyle sistem geçerliliğini, itibarını büyük ölçüde kaybettiği için ortada bir boşluk var zaten. ”
Zizek’in Asya tipi demokrasiden kastı Çin, Singapur gibi ülkelerde geçerli olan, iktidarın otoritesini günlük hayatın içinde bolca hissettirdiği yönetim tarzı... Ekonomiyi iyi, gerisini kontrol altında tut!  Tüketim özgürlüğü sonsuz ama öteki özgürlüklerin ölçülü olsun!
Yaklaşık beş yıldan beri tüm dengeleri bozan küresel krizi yönetebilmek için Batı demokrasileri bile Asyalaşmaya başlayabilir.    
Türkiye’ye gelince… Ilımlı İslam modeli olmanın yanında Asya tipi demokrasinin Ortadoğu versiyonunu şimdiden geliştirme çabasındayızdır belki, kim bilir!

SÜRPRİZİN GÜZELİ
Perşembe günü İş Bankası İzmir Şube Müdürü Nurtan Arol aradı.  Arada bir konuşuruz.  “6’sındaki yemekte var mıydınız?” diye sordu bu kez.  “Hayır” dedim.
“Adnan Bali konuşmasında sizden söz etti” dedi.  Adnan Bali, İş Bankası Genel Müdürü.  Nurtan Hanım’ın sözünü ettiği yemek, İş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının İzmir’de başlattığı 150 milyon dolarlık Ege Perla projesinin tanıtım yemeği.
Şaşırdım, heyecanlandım.  “Onore oldum, Adnan Bey’e teşekkürlerimi iletin” dedim.
Akşamında internette konuşmayı buldum. Adnan Bey İzmir üzerine yazdığım ve hayal meyal hatırladığım bir yazıdan bir bölüm aktarmış dinleyicilere.  Son kısmı şöyle:          
“Gelişmenin denklemi maddi zenginlikler eksi manevi bedeller olarak kurulduğunda aslında bu hesaptan İzmir çok da kötü çıkmaz.  Ve bu kente severek bakmayan yaşamın tatları konusunda henüz olgunlaşmamıştır.”
O metne nasıl girdiğimi bilmiyorum ama sürprizin güzeli insana o kadar iyi geliyor ki.  
 
  
 

 

Yazarın Tüm Yazıları