Paylaş
Mevsim dönmek üzere ya… Çeşme ile ilgili bir yazı yazıyordum o çocuğun fotoğrafını gördüğümde. Yazdıklarım anlamsızlaştı.
Evet, günde 30 bin çocuğun açlıktan, susuzluktan, hastalıktan, kötü beslenmeden öldüğü bir dünya bu. Her gün ölüyor bu çocuklar.
Evet, Ege’de Akdeniz’de boğularak ölen mülteci sayısı bu yıl iki bine yaklaştı.
Sosyal medya üzerinden dönen çığlıklar son derece insani, o kadar. Biraz boşalma, biraz günah çıkarma, biraz ben de kaygılıyım vurgusu, sonra hayata devam. Mecburen.
Biz sıradan insanların yapabileceği fazla bir şey yok zaten. Yetki sahibi olanlar yapacak ne yapacaksa. Biz ancak duyarlılığımızı hatırlatırız sesimiz yetttiğince.
Aylan’ın umuda yolculuğu Bodrum sahilinde noktalandı.
O fotoğrafı asıl görmesi ve tedbir alması gerekenler mülteci sorununu henüz en öncelikli sorun olarak falan görmüyorlar. Devam edip giden bu trajediyi kavramak için bir fotoğrafa ihtiyaç duyulması da başlı başına bir sorun!
Gelişmiş ülkelerin bu konularda tuhaf bir duyarsızlığı var. Öyle hemen paniklemiyorlar. Adeta bıçak kemiğe dayansın diye bekliyorlar. Belki uygarlıkların altında çok kan çok can olduğunu bildiklerinden böyle.
Oysa çağımızın insanlık trajedileri uluslararası işbirliği gerektiriyor. Kendi ülkesinden ümidi kesmiş 20 yaşındaki bir delikanlının Suriye’den Hollanda’ya kaçma niyetini hangi aşamada nasıl yöneteceksiniz? Pek çok boyutu olan cevaplaması çok zor bir soru bu.
Bakalım Aylan’ın fotoğrafı kravatlı adamlar, döpiyesli kadınlar arasında bir şeyleri tetikleyebilecek mi? Yoksa bir iki hafta ah vahtan sonra her şey eskisine mi dönecek?
Ayrıca bizim de yerelde kısa ve orta vade için planlama yapmamız şart. Gelip geçen mülteciler ayrı, gelip kalanlar ayrı. Zaten sorunluyuz, kentlerimiz bu kadar mülteciyi nasıl hazmedecek?
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. Mafyanın bile yazılı olmayan kuralları var. Her türlü yasadışılık kendi içinde bir etik geliştirmiş. Ama bu insan kaçakçıları belli ki en rezil, en pislik grubu temsil ediyorlar.
Lastik bottan bile çalarak para kazanma peşindeler. Ege kıyısından bir Yunan adasına kısacık bir deniz yolculuğunun asgari şartlarını bile çok görüyorlar mültecilere. Deli ücretler tahsil ettikleri halde…
En beter terör örgütü kadar aşağılıklar.
Bunlarla top yekûn bir mücadele gerekiyor. İnsanlık gereği. İnsanlık adına.
Paylaş