Paylaş
Enginar benim için patlıcanla beraber sebzelerin sebzesi. Baktım 2011’de İstanbul’da yapılan bir araştırmada enginar en az sevilen sebzeler arasında çıkmış. Şaşırdım. Aynı araştırma Ege’de yapılsın sonuç çok farklı çıkacaktır diye düşünüyorum.
Malgaca’da İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak sanatları bölümünün çocuklara yönelik bir programına denk geldim. Çocukları gıda konusunda sıkmadan tatlı tatlı bilgilendiriyorlardı. Kurdukları mutfakta da yemek pişirmenin inceliklerini uygulamalı olarak gösteriyorlardı.
O an kafamda şöyle bir proje belirdi: Sadece çocuklara dönük “ağacımızı, bitkimizi, börtü böceğimizi, toprağımız tanıyalım” kıvamında festivaller olsa… Çocukları sıkmadan doğayla tanıştırmak, doğayla barıştırmak için… Hele yaz tatiline denk gelirse, böyle festivallerin de çok katılımcısı olur.
Sanat Sokağına girdiğimde kendimi Alaçatı’nın Kemalpaşa caddesine girmiş gibi hissettim. Bunu olumlu anlamda söylemiyorum. Caddeyi yenileme çalışmaları çok çok uzun sürdü. Hala şantiye kalıntıları var. Neyse bu ayrı bir hikaye.
Hürriyet ekibini Zilli Bistro’da buldum. Sevgili Deniz Sipahi ve ilk kitabını geçenlerde çıkaran eşi Berna, Hürriyet Ege’den tanıdık yüzler, Sedat Ergin, Ertuğrul Özkök, Mehmet Arslan, Çınar Oskay, Gila Benmayor, eski dostum Uğur Gürses oradaydı. Tabii bir de İzmir Büyükşehir Basın Danışmanı Reşat Yörük.
Sevgili Uğur’a “baksana bu cadde Alaçatı’nın on yıl önceki haline ne kadar benziyor” dedim. “Öyle” dedi Uğur. İnşallah sonu benzemez der gibi baktı. Uğur da bir ara Alaçatı’nın müdavimiydi ama “Yeni Alaçatı’ya” on yıldır gelmiyormuş.
Dayanamayıp Sedat Ergin’e “genel yayın yönetmenliğinden ayrıldıktan sonra hayata döndünüz galiba” dedim. O da gülümseyerek “benim de hayata dönüş operasyonum bu oldu” dedi.
Bir süre sonra Aziz Kocaoğlu ile Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar da katıldılar masaya. Etrafta bir anda korumalar, kameralar, fotoğrafçılar türedi tabii. İktidar yerel de olsa böyle bir şey.
Bir boşluk yakalayıp Sibel Hanım’a bizim Kekliktepe tarafına insanların yürüyüş yapabileceği bir yürüyüş yolu yapsanız ne kadar iyi olur dedim. “Yapacağız, yapacağız” dedi ama daha ziyade “o kadar çok derdim var ki sıra o yürüyüş yoluna zor gelir” gibisinden baktı.
Bizim oradan 4 km uzağımızdaki Urla Merkez’e yürümek cesaret işi. Araçlarla iç içe bir parkur… Neyse memlekette daha büyük problemler var deyip fazla vız vız etmeyeyim!
Sonra Reşat Yörük’ün “hadi gidiyoruz” anonsuyla Hürriyet ekibi Urla Şarapçılığın yolunu tutmak üzere otobüslere yöneldi. Otobüslerin orada Kanat Atkaya’yı, Murat Yekin’i gördüm. Sevgili Uğur beni Melis Alphan’la tanıştırdı.
Geçen yıl Kültürpark tartışmalarının alevlendiği günlerde Melis Alphan’la mail üzerinden haberleşip bilgi paylaşmıştık. Ne zamandır tanışıp teşekkür etmek istiyordum, iyi oldu.
Bu sabah da Deniz Zeyrek ve Murat Yetkin’in İzmir yazılarını okudum. Sedat Ergin’in yazısını merakla bekliyorum.
Sadece İzmir’in tanıtımı için değil Hürriyet’le İzmir arasındaki bağın tazelenmesi, güçlenmesi açısından da önemli hareketler bunlar…
***
BAŞKA BİR EGE TV
Ben de Ege TV’ye emek vermiş insanlardanım.
Televizyon daha Hürriyet Bulvarında bir iş hanındayken gidip gelmeye başlamıştım. Yirmi yılı vardır sanırım.
Sevgili İsmail Uğural’ın olay programı Ege Finans’ta ekrana Pentium 286 laptoptan borsa grafiği yansıtmamızı hep gülümseyerek hatırlarım. Abartmadan söylüyorum o günün beş yıl ötesinde işlerdi bunlar.
Sonraları EGE TV ile ara ara uzaklaştık ara ara yakınlaştık. En son üç sezon devam eden ve geçen yıl sonlanan İki Dirhem Bir Çekirdek programını yapmıştık. Nihat Demirkol ve Burcu Atatür ile birlikte.
Şimdi Ege TV sonlanıyor. Az önce Eylem aradı. Bazı eşyalarım vardı orada. Onları almam gerekiyormuş.
Özel şirkettir, kar edemiyorsa, ortaklar da devam etmek istemiyorsa tabii ki sonlanır.
Televizyon yayıncılığının ne kadar zor hale geldiğini hepimiz biliyoruz. Bunda Türkiye içi şartlar belirgin biçimde etkili.
Ayrıca teknolojik gelişmelerden dolayı “iş modeli” sorunları da var. İzleyici izleyeceğini mobilden izliyor, yakında izlemek istediği programları indirip istediği zaman izleyecek. TV’nin karşısında daha az oturacak. İçerik üretmiyorsanız işiniz zor olacak.
Peki, bütün bunlara rağmen başka bir EGE TV mümkün müydü? Orada yıllarca genel müdür yardımcılığı yapmış sevgili Erkan Kocabaş’a göre evet mümkündü. Bence de öyleydi.
Belki de insanların bu vedaya bu kadar üzülmeleri, bu kadar kızmaları bundan dolayı.
EGE Tv başka bir EGE Tv olmayı denemedi bile!
Paylaş