Paylaş
Şimdi neden diye sormayacaksak ilelebet susalım! Aramızda fısıldaşıp vah vahlarla geçiştirelim bu faciaları.
Şimdi paniklemeyeceksek oturalım oturduğumuz yerde, haberlerini gazetelerde okuyalım. Efendim bunalıma girmişti de, zaten sessiz bir insandı da diye kendimizi avutalım.
Çok değil bundan iki ay önce yazdım. “Gençler çığlık mı atıyor” diye.
O günlerde denk geldiğim zorlanan, zorlandığını da dışa vuran gençler gördüğüm için yazmıştım.
Sonra iç siyaset alevlendi, Kültürpark projesine odaklandım, dolar yükseldi falan filan.
Utanıyorum. Utanmalıyız.
Pedagoglar, psikologlar, sosyologlar, intihar üzerine araştırma yapanlar neredesiniz?
Sesinizi ben mi duyamıyorum?
Ey ilgili bakanlık, olan bitenin farkında mısınız, size diyorum!
Yoksa bu vakaların yüzdesi normal sınırlar içinde mi? Oluyor mu böyle şeyler!
Öyle olsa bile konunun içindeki herkes mümkün olduğu kadar çok konuşmalı. Yüksek sesle konuşmalı. Gidişat hiç iyi değil.
Her hafta yazmalıyım. Hatta abartmalıyım. Sosyal medyada etiket açmalıyım. Bir şeyler yapmalıyım.
Ne bileyim henüz adını duymadığım bir genci belki yolundan çevirebilirim. Çevirebiliriz.
Bu ara susan yanlış yapıyordur.
***
BABAMIN KANATLARI
Karaca Sineması İzmir’de kent hafızasına dahil mekanlardan... Geçen yıl bir ara kapandı sonra yeniden açıldı.
Biz de oraya destek vermek amacıyla Facebook İzlenim grubu olarak her ay bir filme topluca gidiyoruz. Yetmiş kişi kadar oluyoruz.
Geçen Pazar günü yönetmen Kıvanç Sezer’in “Babamın Kanatları” filmini izledik.
Zamanında inşaat işiyle ilgilenmiş olmamdan mıdır nedir filmin başından sonuna kadar her karede filmin içindeydim. Menderes Samancılar gerçekten bir tuğla kalfasıydı. Her sahne çok sahiciydi.
İnşaat işinin mekanikliğinden çelişkilerine kadar pek çok katmana dokunuyordu yönetmen. İş cinayetleri, işverenin halleri, işçinin sıkışmışlığı abartılmadan yansıtılmıştı.
Gişe kaygısı yüzünden komediden başka bir şey üretmeyi aklına getirmeyen sinemamız böyle “ciddi” meselelere dokunan filmlere hasret.
1982 doğumlu Kıvanç Sezer’in yolu açık olsun..
***
HEDİYE OLARAK KİTAP
Ne hediye alayım diye zorlananlar için idealdir. Kişiye uygun kitap uygun fiyata mutlaka bulunur.
İnternet üzerinden rahatlıkla alınır ancak kitapçıdan alındığında alana da keyif verir.
Dükkan dükkan gezmek gerekmez. Aynı dükkanın rafları arasında dolaşırsınız. Kendinizi de güncellemiş olursunuz.
Memnuniyet aşağı yukarı garantidir:
Hediyeyi aldığınız kişi sıkı okursa hemen heyecanlanacak ve coşkuyla teşekkür edecektir.
Ortalama bir okursa yine hoşlanacak, teşekkür edecektir. Asıl coşkusunu kitabı okuduktan sonraya saklayabilir.
Okuyucu değilse belki ilk anda yadırgayacak, kibarca teşekkür edecek ama mesajı alacaktır. Büyük teşekkürü öteki hediye kitaba kadar gösteremeyebilir.
Kitap ümit verir, heyecan vaat eder.
Kalıcıdır. Büyük ihtimal de göz önünde olacaktır.
Aile içi paylaşıma açıktır.
Güzel kokar.
Daha ne olsun?
Paylaş