Bir Kybele hikayesi

Haberin Devamı

Gelecekten bir haber size:


“Urla İskele çocuklar ve gençler için gerçek bir cazibe merkezi haline geldi.


Hatırlarsanız Urla Belediyesi ve Yelken Kulübü bundan 4 yıl önce ‘Denizi Tanıyoruz’ sloganıyla bir proje başlatmıştı.


İlk adım o zamanlar Urla İskele’de demirli duran 2400 yıllık savaş gemisi Kybele replikası sayesinde atılmıştı. Bu replika büyük bir özenle 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği’nin katkılarıyla imal edilmişti.

Bir Kybele hikayesi


O günlerde İskele’deki restoranlara aileleriyle yemeğe gelen çocuklar için eğlenceli Kybele tanıtım turları düzenleniyordu.


Tarihsel kıyafetleri içindeki denizci ağabeyleriyle beraber kısa bir liman turu atılıyor, fotoğraflar da sosyal medyada paylaşılıyordu. Günün en çok beğeni alan fotoğrafını çekene de bir ödül veriliyordu.

Haberin Devamı


Bu ilk kıvılcımdan sonra programa modern yelkenli teknelerle yapılan kısa turlar, temel balıkçılık bilgileri, tekne imalatı kursları da eklenince proje hızla büyüdü. Gençler hafta sonlarını Urla İskele’de bu şekilde değerlendirmeyi sevdi. Denizle resmen yeniden tanıştılar.”


Evet, iyimserlik sınırlarımı zorlayarak yarattığım bir temenni haber bu.


Keşke gerçek olsa...


Karamsar bakışla gelecekteki haber şöyle oluyor:


Kybele’nin replikası depoda çürümeye terk edildi. Urla İskele’de yer kapladığı gerekçesiyle karaya alınmasının üzerinden üç yıl geçmesine rağmen Kybele’nin akıbeti hala belli değil!


Evet, an itibariyle Kybele, Urla İskele’de demirli ve ne yazık ki, pek az kimse farkında bu tarihsel değerin!

***

Salihli’den New Orleans’a

AĞUSTOS 20’de “Şans İşte” diye yazdığım yazıda bahsetmiştim Sedef ve bu minik yavrudan (hala ismini bilmiyorum).

Bir Kybele hikayesi

Haberin Devamı


Hikaye Salihli’de başlamıştı. Sedef, annesi Dilek ve babası Çetin, köpeği Salihli’deki bir benzin istasyonunda perişan halde bulmuş ve alıp Çeşme’ye getirmişlerdi.


Sahiplendiremediler. Barınağa bırakmaya da kıyamadılar.


Sonra Ayvalık’a gittiler. Hikayenin gerisi şöyle devam etmiş...


Ayvalık’ta yavruya maalesef bir araba çarpmış. Ama Sedef yine pes etmemiş bacakları alçılı şekilde almış onu New Orleans’a götürmüş. Bacaklara metal parça takılmış. Eskisi kadar iyi olacakmış.


Şuracıktaki Suriye’den dibimizdeki Yunanistan’a ulaşamayan insanları düşününce ne garip bir dünya diye düşünmeden edemiyor insan.

***

Gel 1 Kasım gel...

SEÇİMLERE 40 gün kalmışken siyasete değinmeden olmaz.

Haberin Devamı


1 Kasım’da 7 Haziran’a yakın sonuçlar çıkacağına inanlardanım. Ayrıca:

* İsterseniz ve sistem izin verirse koalisyon hükumetini 1 günde kurabiliyorsunuz. Bakınız Yunanistan. Bizde ise 3’üncü bir seçimin ihtimali dillendiriliyor hala.


* Bu seçimde güvenlik ve terör meselesi ön planda gibi ama diğer yanda dolar rekor kırıyor, tüketici güven endeksi gibi ekonomik göstergeler diplerde. Her iki konuda da seçmen değişim şart derse AK Parti’nin kemik oy oranını revize etmiş oluruz! Yok, seçmen “bu işleri ancak bunlar becerir” derse de Saray amacına ulaşabilir.


* AK Parti tek başına hükümet olsa ne olur? İstikrar için tek parti hükumeti ne gerek ne de yeter şart bence. İstikrar kurumların ahenkli ve hukukun üstünlüğü çerçevesinde çalışmasına bağlı olan bir şey...

Haberin Devamı


* AK Parti’nin insan kaynakları sorunu olduğunu düşünenlerdenim. Liyakattan çok sadakat ön plana çıktı. Cemaat tasfiye edildi, yandaş olmayanlar merkezden uzaklaştırıldı. Tarihte yüzlerce kez yaşanmış bir dinamik bu. Yalnızlaştıkça hata, hata da yaptıkça yalnızlık...

Kurban Bayramı’nın ülkemize, dünyaya barış ve huzur getirmesi dileğiyle. İyi bayramlar.

Yazarın Tüm Yazıları