Paylaş
Evde yemekten sorumlu kadın ama iş bunu mesleğe dökmeye gelince roller değişiyor. Restoran ve otel mutfaklarında kadın şeflerin yok denecek kadar az olduğunu biliyor muydunuz? Peki sektörde eşitlik sağlanması, kadınlara yer açılması için neler yapmalı? İşte öneriler
Bir oğlan çocuğuna “kız gibidir” deyince küfür anlamına gelmesi, kız çocuğunaysa “erkek gibi kızdır” deyince güçlü, kuvvetli, mert olarak anlaşılması, kız ile erkek arasındaki anlamın, algının ne kadar derin uçurumlar barındırdığının en güzel ve temel ifadeleridir.
Üretim sektöründen servis sektörüne geçtikçe ‘kız gibi olmak’ yani kızların güçlü olduğu konuların modern zaman iş yapma şekillerinde daha geçer akçe olmaya başlamasına rağmen, ve hatta kadınların dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde üniversite bitirme- iş bulma konusunda erkekleri sollamış olmasına rağmen, belli iş kollarında bu gelenek ve bakış açısı hâlâ sürüyor.
Gariptir, mutfak da bu geleneklerin sürdüğü alanlardan biri. Evde yemekten sorumlu olanın kadın olmasına rağmen, bu, para kazanılan bir işe dönüştüğünde erkek işi olarak algılanıyor. Düşünün, bir otelin mutfağında çalışan 90 kişiden en fazla 8-9’u kadın. Yaklaşık %10’luk bir oran var. Bunların çoğu da gözlemeci, waffle’cı, kahvaltı büfesiyle ilgilenenler. Ana mutfaktaki sayıysa daha da düşüyor. Restoran veya cafe mutfaklarında ise sadece erkekler var.
***
Ben endüstriyel mutfağa mesafeli dursam da verdiğim restaurant danışmanlıklarında bifiil mutfakta çalışmam gerekiyor. Bu çalışma süresinin başlangıçtaki büyük bir kısmı ‘genç bir kadın’dan fikir ve direktif alma ayarları yapmakla geçiyor. Ve süreç asla baştan sona, bir erkek mutfakta onlara direktif veriyor olduğundaki kadar kesin ve emir komuta zinciriyle işlemiyor.
Bu hâl hem kadınlar hem de erkekler için sancılı bir değişim süreci.
Fakat değişim başladı. Değişim de gerekiyor. İçinde kadın olan mutfakların kokusu da farklı, temizliği de, yemeklerin lezzeti de.
Bir insanın en güçlü yönü en zayıf yönü de olabiliyor. Kadınların bazı konulardaki detaycı yaklaşımı kimi zaman işlerin ilerlemesini zorlaştırabiliyor. Çok başarılı bir restaurant sahibi, kendi kendini var etmiş kadın patron arkadaşım “ben mutfağımda kadın olsun çok istedim ancak olmuyor, olmuyor” dedi ve ekledi: “Kadınların her konu ile ilgili bir fikirleri var ve emir komutayı bozuyorlar.”
Bu cümle, ilk duyduğumda bir kadın olarak, bana kötü geldi. Ama üzerinde düşünüp sindirince, aslen adil bir değişimde, yani mutfaktaki erkeklerin kadınlara yer açmalarını talep ederken, kadınların da bulundukları ortamın koşullarına kendilerini ezdirmek olarak algılamamaları gereken bir adaptasyon gereği olduğuna kanaat getirdim. En nihayetinde bünyede oluşmuş bir alerji durumu mevzubahis. Bunun çözümünü hep beraber bulmamız gerekiyor. Mutfakta kız gibi olmanın da erkek gibi olmanın da yeri, ikisinin bir arada çalışmasının ahengi var.
Sınav sonuçları açıklandı
Bu yıl 31 üniversitenin 2 ve 4 yıllık olmak üzere, gastronomi ve aşçılık bölümü bulunmakta. Yaklaşık 4898 adet kontenjan var ve bu kadar genç, aşçı olmak hayalleri ile bu bölümlere giriyor.
Vakıf üniversitelerinde kadın eğitmenler ve hocalar daha fazla. Dolayısıyla bu alışkanlık kırılmaya başlayacak ancak devlet üniversitelerinde de sayıların artması lazım.
Kıbrıs’ta aşçılık okulları artıyor...
Kıbrıs’ta 2 adet 4 yıllık, 4 adet 2 yıllık bölüm ve 192 adet kontenjan bulunmakta. Kıbrıs hem kendisine hem de Türkiye’ye aşçılar kazandırmaya hazırlanıyor. Burada okuyan pırıl pırıl öğrencilerin bir kısmıyla tanıştım. Ada’da çok daha sakin bir şekilde iyi gastronomi eğitimi almak mümkün. Eğitimlerini, Kıbrıs mutfak kültürünün zengin öğeleri ile harmanlamaları dileğiyle.
Bir öneri
Vakıf üniversitelerinin bursları ne yazık ki çok limitli. İyi bir eğitim almak isteyen öğrenciler 30 Bin TL gibi bir ücrette zorlanabiliyorlar. Maalesef yetenek sınavları bu yıl kalktı ve klasik sınav başarısı ile mutfakta ehil olmak arasında farklar var. Okullar bu dengeyi kurabilmek için Catering Kulüpleri açıp bu kulüp gelirleriyle burslu öğrenci okutabilirler. Okulda yapılan catering’ler için ciddi bütçeler harcanıyor. Ayrıca mütevelli heyetleri ve bu okulda lüks catering servisi alabilecek kaynakların yönetimle ortak kanalize edilmesi lazım. Böylelikle bu iş için yanıp tutuşan çok yetenekli gençlerin önleri açılmış olur.
Hangi üniversite, ne konuda iddialı?
Bilgi Üniversitesi: “Meslekten bağımsız, kültür sanat ve diğer kulüp aktiviteleri de beni çok geliştirecek” diyorsanız.
Özyeğin Üniversitesi: “Büyük mutfaklar, Cordon Blue yani Fransız Ekolü bir aşçılık eğitiminden geçmek istiyorum” düşüncesindeyseniz.
Yeditepe Üniversitesi: “Tuğrul Şavkay’ın ilk temellerini attığı, en oturmuş programa gitmek istiyorum” derseniz.
Okan Üniversitesi: “Hesaplı olsun, pratik hayatla birlikte de götürmek istiyorum.” fikrindeyseniz.
Gazi Üniversitesi veya Abant İzzet Baysal Üniversitesi: “Bu işin hocası olmak istiyorum.” diyorsanız.
Paylaş