Paylaş
Sürçülisan edersek de affola...
Davos açılış konuşmasını bu yıl Kanada’nın başbakanı Justin Trudeau yaptı.
Konuşmacının, değerlerden, orta sınıftan, farklılıklarla var olmaktan bahseden genç bir başbakan olması başlı başına önemliydi. Dördüncü Endüstri Devrimi’nin bize sunduğu fırsatlar ve tuzaklardan samimi bir şekilde bahsetti.
İlk üçünü biliyoruz: Su ve buhar gücünün kullanılması, elektriğin icadı, bilişim teknolojilerinin gelişmesi. Dördüncüyse, teknolojinin insanın yaptığı pek çok işi insan gözetimine ihtiyaç duymadan çözebildiği yeni dönem.
Yeni umutlar
Bu yeni dönemde tohumdan, kıyafete, dolmadan yiyeceğimiz tabağa, çatala kadar her şeyi 3D yazıcılardan basabilir olacağız... Buzdolabı ihtiyaçları otomatik sipariş verebilecek, buzdolabıyla konuşan tarif makineleri, isteklerimize göre şekillendirdiğimiz mönüler yapabilecek...
‘Kendimi şanslı hissediyorum’ butonu, evde bize yemek yapmış sevdiğimiz insanın yerini alabilecek mi, elinin lezzeti yemeğe geçebilecek mi hep beraber göreceğiz... Tarım alanları ve çiftçilerin yaşamlarına devam ettiği bir sistem kurulabilir. Bu şekilde biyoçeşitliliğe vurgu yaparak, ekonomiyi çok canlandırıp değer katacak modeller oluşturulabilir.
Değerlerimiz ve yerel farklılıklarımızla (yeme-içme kültürümüzdeki farklı tariflere ve malzeme çeşitliliğimize sahip çıkarak) gelişen bir yeme-içme kültürü, daha büyük bir ekonomik güç ve değer oluşturabilir. Bu şekilde beslenen toplumlar çok daha sağlıklı yaşayabilir.
Paylaş