Ya kaybederlerse...

Bu bir taktik olsa bile...

- Ya kazanamazlarsa?

*

Efendim, kazanamazlarsa, küçük ortaklara bir şey olmaz ama bu defa Ana Muhalefet toz olur gider. İsmet Paşa bile kalkıp gelse onu kurtaramaz.

*

Ne güzel anlatıyorlar:

İlk 6 ayda, ilk 1 yılda, ilk 2 yılda neler yapacaklarını, tatlı tatlı sayıyorlar.

Esasen Parlamenter Sistem’e dönme lafını bir kenara bıraktılar, Akşener’i de ‘olmayana ergi’ yoluyla Hayali Başbakan yaptılar, şimdi artık sadece yeni cumhurbaşkanını bekliyorlar...

*

Yeni cumhurbaşkanı...

- 13’üncü Cumhurbaşkanı...

Kim?

Ahaliyi heyecanlandırmamak için şimdilik isim vermiyorlar ama koro halinde söyledikleri şudur:

- Millet İttifakı’nın adayı, 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak.

Demek ki bir bildikleri var.

Hiç böyle bir kehanet görmemiştim.

*

Eğer sahiden kazanırlarsa, elbet saygı duyacağız... Seçilmiş yeni cumhurbaşkanına -onlar gibi- her gün ayıp etmeyeceğiz. Biz böyle terbiye aldık... ‘Olmayan Başbakan’a da sahiden başbakanmış gibi davranacağız.

Fakat...

- Ya kazanamazlarsa?

Dünyada benzeri görülmemiş bu hezimet karşısında, vallaha hep nezaket göstereceğiz.

*

Ne var ki...

Eğer bu defa da kaybederlerse...

Kurucu Parti’nin akıbetini önlemeye çare kalmaz.

Tek yol, hemen ertesi gün, kendini sıfırlayıp, iyice yıkıp, sonra tekrar kurmaktır.

Anıtkabir’e gidip Atatürk’e söz versinler...

Ama önce ondan özür dilesinler.

Bütün ilkelerini çiğnedikleri için.

Futbol 

Her maçta... Tribünlerde taraftarlar ne güzel bağırıyor:

- Başkan istifa.

- Yönetim istifa.

- Teknik Direktör istifa.

Peki, kabiliyetsiz futbolcu?

Yoo, ona laf yok.