Paylaş
TEOG sistemi geldiğinde, bu kadar konuşulmamıştı.
TEOG kalktı. Biz şimdi kalkmış olan bir TEOG’u konuşuyoruz. Sanki Reform yaptık.
Her değişiklik reform değildir.
Adı üstünde: Değişiklik’tir.
Ve biz değişikliklerle ilk defa tanışmıyoruz.
Efendim, son 15 yılda 6 Milli Eğitim Bakanı gelmiş geçmiş. Anladık da, acaba ondan önceki 15 yılda kaç bakan gelmiş geçmiş.
***
Ezeli derdimiz bu.
Biz ortaokulu bitirdiğimiz yıl, bir de elemeler adı altında bir sınava daha girdik. Piyango bize çıktı. Çünkü ertesi yıl o sınav kaldırıldı. Ama bu defa da liseler 4 yıla çıktı. Yani o da bizi buldu.
4 yıl okuduk.
Bitti mi?
Ne münasebet?
Olgunluk adı altında bir sınav daha verdik. Vermezsen üniversite sınavlarına giremezdin.
Bu engelleri aştığımız yıl, haydii, liseler tekrar 3 yıla indi
ve olgunluk sınavı denen o ucube de kaldırıldı. Yani bizim yaş grubu adeta cezalandırıldı.
***
Neyse ki talih bir kerecik yüzümüze gülü. 9’uncu sınıftan 10’uncu sınıfa geçerken, Biyoloji’den takılıp ikmale kalmıştım. Tam o sırada tek dersten borçlu olarak üst sınıfa devam hakkı çıktı.
Nasıl sevindiğimi anlatamam.
***
Değişiklikler hâlâ aynı tempoyla devam ediyor.
Hem de eğitimde reform adı altında...
Halbuki bunların hiçbiri
reform değil.
Bizim için reform nedir, söyleyeyim:
Sisteme bir daha hiç el sürmemeye karar vermektir asıl reform.
Bırakınız artık olduğu gibi kalsın. Bari istikrar der avunuruz.
Haa, bir de müfredat var, sahi...
O bambaşka bir şey.
Paylaş