Pazar notları

Mahkemelerden çıkan tazminat kararları da ayrı bir rekor.

*

Sadece siyasi hayatta değil.

Günlük hayatta da ‘mahkeme dosyaları’ son 7 yılda dörde katlanmış diyorlar.

- Herkes ya davalı, ya davacı...

Bunun altından hangi adliye kalkabilir? Nitekim yargı’nın dosya başına ayırabildiği süre, ortalama 100 saniye civarındaymış.

Bu rakam herhalde doğrudur.

Sadece suç duyuruları bile tek başına bir yığıntı.

*

Kimse oturup konuşarak anlaşma yoluna gitmiyor ki;

- Yürü mahkemeye.

Tamam yürüsün mahkemeye ama en basit dava 4 yıl sürüyor...

Çıkan kararı da kimse beğenmiyor. Deli miyiz biz?

Hem adliye kapılarında yatıp kalkıyoruz, hem de adalet yok diye bağırıyoruz.

*

“Adalet, mülk'ün temelidir.”

Buradaki mülk, bilirsiniz ki mal-mülk’ü falan kastetmiyor.

Adalet, dünyadaki en yüksek kavram...

Kıymetini bilmek lazım.

Derler ki:

- Davacı'nın aptalı, derdini mübaşire anlatır.

Yoo, bu söz mübaşiri küçümsemiyor.

Bence halktaki adalet duygusunu paylaştırıyor...

Hatta perçinliyor.

*

Öyle ya...

Düşünmek lazım;

- Davacı, derdini niye mübaşire anlatsın?

Mutlaka bir sebebi olmalı.

İşte o sebep adaletin şah damarıdır.