Paylaş
Mahalle aralarında çocuklar, hep Lefter gibi çalım atmaya, hep Lefter gibi estetik sergilemeye çalıştı.
Elimizde maalesef bir belgesel yok.
Olsa da göstersek.
Vücudunun her noktası bir mıknatıs gibi topu çekip hükmettiği için, onu kimseyle kıyaslayamıyorum.
Hiçbir sınıfa da sokamıyorum.
***
Çok iyi bir profesyoneldi.
Kendine iyi baktı.
Pek ender sakatlandı.
Şimdiki futbolculara söylüyorum, dikkat!.. Lefter, yere düşmesini de iyi bilirdi.
Düşmeyi bilmek, çok önemlidir.
Bir defasında canı çok yandı.
Ama rakibine demiş ki:
- Kabahat bende.
Rakibi anlamamış. Niye kabahat onda?
Demiş ki:
- Çünkü düşmeyi beceremedim.
***
Lefteri doya doya seyrettiğim için kendimi şanslı addediyorum.
Ne yazık ki, Lefter çok şanssız insan... Çünkü kendisini seyredemedi. Seyredebilseydi eminim ki hayran kalırdı.
Not:
İki Dilli Hayat mı? Peki ama, biztek dil’le bile anlaşamazken, İkinci Dil, iki kere Dil Yâresi yâni Gönül Yarası değil midir?
Paylaş