Küçük meseleler

Fatih Köprüsü gişelerini geçiniz,

bin metre sonra sağ tarafa

bakınız... 4. Levent oluyor galiba... Tertemiz bir Subay Evleri var.

Önündeki boş sahaya da Zafer Haftası sebebiyle Gazi Mustafa Kemal’in enfes bir tablosunu asmışlar.

Lakin tablonun hemen eteklerinde siteye ait asfalt yol, çöplük gibi.

Geçen yıldan beri her gün bakarım. Tahta parçaları, evlerden sökülen yüzlerce eski pencere ve kapı

parçaları, orada öylece duruyor.

Belki bir inatlaşma yüzünden... Belki başka bir sebeple... Ama duruyor.

Çevre yolundan bakınca

o kadar kötü gözüküyor ki,

site sakinlerini uyarmak istedim.

*

İstanbul’un her tarafında alt yapı çalışmaları görüyorum.

Üst geçitler, alternatif yollar,

yeni viyadükler, köprüler...

Gece gündüz bir faaliyet...

Bunlar bittiği zaman değişik

bir İstanbul çıkacak ortaya.

Tamam da...

Belediye mühendislerinden ve teknik adamlardan rica ediyoruz:

Madem yapıyorsunuz, yine

2 santim yağmura teslim olacak

yollar yapmayın bâri... Asfaltın kimyası hemen bozulmasın.

Şimdi gelelim çevre

yollarındaki o sağlı sollu yamaçlara.

*

Oralarda herkes piknik yapıyor.

Yapsın.

Ama yemek artıklarını, şişelerini, meyve kabuklarını çimenlerin üstünde öylece bırakıp gitmek olur mu? Bunun bir yaptırımı yok mu? Yok. Peki

caydırı bir şey bulunamaz mı? Mesela motosikletli zabıta falan gibi.

Çünkü yazıktır.

Kuraklıktan zaten perişan

olmuş yeşillikler, bir de

bu şekilde hırpalanmaktadır.

.......

Bu yazdıklarım ne kadar

küçük meseleler, değil mi?

Hâlbuki anayasa, babayasa,

çok büyük meseleler. Her gün onları yazarak vatan kurtarıyoruz.

Boş...

Mühim olan “İnsan gibi” yaşamak.