İlâhi tesadüf

100 yıl önce, yine abilerine güvenerek, nasıl topraklarımızı işgale kalkıp da tokadı yemişse, şimdi de abilerine güvenerek Akdeniz’i gasp etmeye çalışıyor.

Hangi Akdeniz bu?

Hani, ordular ilk hedefiniz, diye Atatürk’ün gösterdiği hedef vardı ya, işte o deniz.

............

Yâni, talihsiz Yunan, bir tokat daha istiyor. Hem de Büyük Taarruz’un tam yıldönümünde.

Ne tesadüf.

Aradan bir 100 yıl daha geçecek, 100 yıl sonra Yunan’ın yine bir krizi tutacak... Bir tokat daha yiyecek. Anlaşılan bu hep böyle devam edecek.

Bekleriz.

Her Zafer Haftası’nda buyursun.

Sayesinde Atatürkçülüğümüz tazeleniyor ve yükseliyor.

Düne dair

Gördük ki kısıtlamalara rağmen, dün 30 Ağustos’u millet coşkuyla kutladı.

Kutlayamayanlar ise kutsadı.

Mühim olan budur.

Büyük zaferi yüreğimizde hissetmek.

***

Artık şuna inanmalıyız ki, - bir avuç sapık hariç - Türkiye’de kimsenin cumhuriyetle bir problemi yok. Atatürk’le bir problemi yok... 

Bilâkis, daha da bilinçli bir bağlılığı var.

Bu bakımdan kimse birbirine şüpheyle bakmasın artık.

***

Bırakalım bu evhamı.

“Atatürk düşmanları”

diyerek o bir avuç sapığa sıfat bile vermeyelim. Atatürk düşmanı dediklerimiz, zaten Türkiye düşmanıdır. Onlar bayrağa da düşman, toprağa da, devlete de, millete de...

Onlar, siyasi partilerimizin hepsine düşman.

............

Onlar, Atatürk doğmadan da vardı. Yarın da olacaklar.

Ama kaç kişiler?

Geçiniz.

Gerçek, Harbiye Marşı’nın ilk mısrasında yatıyor:

- Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfâdıyız.

İşte o kadar.