Paylaş
Sabahtan akşama kadar “Başarısız operasyon” diye bağıranlara bir soru:
Yüzlerce başarılı operasyon’un hangisini alkışlamıştınız ki?
***
İşin erbabına da bir soru:
Dostunuz, yoldaşınız, ortağınız HDP’ye rica edip 13 vatandaşımızın serbest bırakılması için tavassutunu isteyemez miydiniz? Nokta.
***
Hayır, nokta değil, virgül.
Neden HDP diyorum?
Çünkü Kandil, Abdullah Öcalan’ın lafını dinlemez. Nitekim “Silahı bırakın” dedi, bırakmadılar.
Barış sürecinde... Neydi o Öcalan’ın mektubunu Diyarbakır’da okurken, Sırrı Süreyya’nın mutluluğu?..
Sanki padişahın fermanını okuyordu. Ağzı kulaklarındaydı.
Sonra o da gördü ki hapisteki adamı takan yok... Ahde vefa hak getire... “Kral öldü, yaşasın kral” gibi bir şey.
Neyse, konumuz o değil.
Dönelim yine biz, şu başarısızlık çığırtkanlarına.
Ben, sen, o
15 Temmuz’un hemen ardından sınır ötesi operasyonlara başlayan Türk Ordusu, bunlardan “Orada ne işiniz var” dışında zaten bir laf duydu mu?
Duydu, duydu.
- Afrin’e girmeyin.
Başka?
- YPG bize mi saldıracak?
***
Bunları hatırlatınca da ne cevap veriyorlar biliyor musunuz?
- Ama onlar da Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkarmışlardı.
Hani, gramerde vardır ya:
Ben, sen, o. / Biz, siz, onlar...
Hangisindeyim, neredeyim, kimim, neyim? Vallaha artık şaşırdım.
Paylaş