Paylaş
Sokup da ne olacak?
İktidar mı değişecek? Ana muhalefet mi değişecek? Meclis mi değişecek? Hayır.
Ya ne olacak?
Kutuplaşma dedikleri nesne, biraz daha keskinleşecek.
Kedilerin köpeklerin bacaklarını kesmek gibi ruh hastalıkları, kutuplaşmaya dahil mi, bilmiyorum. Ama bir cinnet geçirmekte olduğumuz muhakkak.
İşte bakın... Küçücük bir çocuğun, kimbilir ne keyifle ve zevkle yaptığı bir kardan adam’ı, oradan geçen üç tane kazık kadar herif, arabadan inip tekmeyle tokatla yıkmaya çalıştılar. Dönüp baktılar ki iyice yıkılmamış, dönüp birkaç tekme daha attılar.
Kardan Adam, nakavt zavallı. Dili olsa diyecek ki:
- Erkekseniz teker teker gelin.
Yani, sağlık durumumuz bu.
İşte bu halimizle genel seçim havası estiriyoruz. Sanki dünyanın sonu. Sanki ölüm kalım meselesi.
Yahu müsaade edin de yerel yöneticilerimizi seçelim.
Herşey oradan başlar.
- Önce mahallemiz.
Adam gibi yaşanabilir bir ortam.
Bereket İstanbul ve Ankara adayları (İzmir henüz eksik) genel seçim havasını bozup, çok medeni bir şekilde bu işi sahiden bir yerel seçim atmosferine döndürdüler.
İstanbul’da Binali Yıldırım - Ekrem İmamoğlu, Ankara’da Mehmet Özhaseki-Mansur Yavaş ikilisi, sadece hizmet yarışındalar. Proje, proje, proje. Onların estirdiği bu hava diğer il ve ilçe adaylarına da motivasyon getirdi.
Onları bozmayız inşallah.
Biraz kalemlerimizi, biraz da çenelerimizi tutarsak, Türkiye 31 Mart’ta, çok değerli bir Hizmet Kervanı’na kavuşacaktır.
Aman ha, çomak sokmayalım.
Paylaş