Paylaş
Haftanın 7 gününü adeta bölüşmüşler.
Türkiye’yi incitmek için:
- Pazartesi: Almanya nöbette.
- Salı: Hollanda.
- Çarşamba: Belçika.
- Perşembe: Avusturya.
- Cuma: Norveç.
- Cumartesi: Rusya.
- Pazar: Amerika.
***
Tabii, günler yetmiyor.
Öbür hafta, haydii, yeni bir seri.
Pazartesi, salı diye devam ediyor... Danimarka, Yunanistan, Bulgaristan, kim varsa, bizi incitmek için hepsi sıraya giriyor.
Eksik kalırsa?
Eh, onu da içeridekiler tamamlıyor zaten.
Yani, hiç boş yok.
***
Niye böyle oluyor?
Bütün bunlar Başkanlık Sistemi’ne kalkıştık diye mi başımıza geliyor?
Yıllardır Parlamenter Sistem’deyiz de AB kapısı niye açılmıyor?
***
Fakat bu defa çok sert geldiler üstümüze.
Çok organize biçimde geldiler.
Fena kuşattılar.
Bu fırtınayı mutlaka kazasız belasız atlatmalıyız.
Sonrasına bakarız.
Ama önce atlatmalıyız.
***
Demek ki...
Şimdi basiret zamanıdır.
Kelimeye dikkat.
Teslimiyet demiyorum. Asla.
Basiret diyorum.
İçi dopdolu bir kavram bu.
***
Başbakan Binali Yıldırım “düşmanlarımızı azaltacağız” derken, zaten basiretli bir politikayı kastetmişti. Ben de farklı bir şey söylüyor değilim.
Batı’nın çapsız devlet adamları karşısında Türk’ün zekası büyük avantaj sayılır.
Not:
- Lokantalar kapatılacak.
- Ekmek fırınları kaldırılacak.
- Meşrubat yasaklanacak.
- Hamur, şeker ve tuza paydos.
- Her sabah 40 zeytin yenecek.
..........
Ne bu?
Kararname zannetmeyin.
Prof. Canan Karatay fetvası.
Paylaş