Paylaş
İki aday yarışıyor. İkisi de aynı kökten gelme: Ülkücü.
Müdahil olan üçüncü bir zat var. O da ülkücü.
Peki, öbür taraf’tan kimse yok mu?
Yok.
İstanbul’a bakın.
Muhafazakâr iki aday yarışıyor.
E sosyal demokrat gelenekten gelme kimse yok mu?
Yok.
.........
Peki, İzmir?
Orada durun bir dakika.
“Eski yaraları kaşımayalım.”
Derken...
Kılıçdaroğlu’nu da lütfen biraz susturur musunuz? 12 Eylül iddianameleri hakkında ihsas-ı rey’de bulunmak ona mı kaldı? Savcı’nın oğlu böyle mi korunur?
Hepimiz dikkatli konuşmalıyız.
Bereket, üç büyük şehrin adayları, siyaset değil, hizmet peşindeler. Proje konuşuyorlar. İdeoloji belediyeciliği eski yıllarda kaldı.
Tabii bu gelişme seçmene de yansıyor. Seçmen artık siyasi tercihini bile kenara koymuş, sadece onu insan gibi yaşatacak bir yerel yönetim arıyor.
Bize okullarda ezberletilen klasik belediye hizmetleri de demode oldu. Yetmiyor. Yetmez.
Yeni ufuklar var.
Büyük arayış var.
Yaratıcı zekâ ve yetenek ister. En ufak il ve ilçeler bile, artık bir kalkınma yarışına girmiştir.
Şuna inanın:
31 Mart, hiç kimseye, hiçbir siyasi zafer veya hezimet getiremez. Onu unutun.
Ama ülkeye getireceği mükemmel bir şey var:
İnsan odaklı medeni bir hizmet kervanı.
Hep kalıcı olur inşallah.
Paylaş