Paylaş
Ev, sizin eviniz.
Onu seviniz.
Mutlu olarak evde kalınız ki, sokağa çıkma yasağı’na bir daha muhatap kalmayınız.
***
İster evin sahibi olunuz, ister kiracı.
Neticede size ait değil mi?
Size ait.
Dünyada bundan güzel şey var mı?
Hatırlasanız ya...
Her seyahatten dönüşte
“Oh, hele şükür, insanın evi bambaşka” diyerek bir koltuğa gömülmez misiniz?
O ev, bu ev işte.
Tadını çıkarmaya bakınız.
***
Unutmayınız ki, ta çocukluğumuzdan beri ev kutsaldır. Eve geç kalma korkusu diye bir duyguyla büyüdük hepimiz...
- “Oğlum, güneş batmadan evde olacaksın” diyen rahmetli babamın sesi, hâlâ kulaklarımda.
O da bir disiplinmiş meğer.
***
En fakirinden en zenginine kadar.
- Mutfak terbiyesi...
- Sofra âdabı...
- Günaydın, iyi geceler.
- Ve sağlıklı aile yapısı.
Türkiye’yi ayakta tutan en yüce faktörlerden biri bu.
Kardeş payı ne müthiş bir kavram.
Yahu evin kedisi bile bir alâmet-i fârika.
***
Bir yerde sıkılınca:
- Hadi eve dönelim.
Tabii dönelim.
Orada huzur var. Sağlık sıhhat ve saadet var. Uçsuz bucaksız bir özgürlük var.
Sevgili okuyucular “evde kalmak” bir ceza değildir.
Ama ille de ceza diye algılıyorsanız, ceza çektiğinize değsin bâri. Yarım bırakmayın. Sonu selâmettir.
Paylaş