Paylaş
İstediğiniz kadar Bekçi Murtazalık taslayın, hamil-i kart, yine de bir yerlerden dolanıp varır hedefine.
Şerbetlendiğimiz için, toplumun ortak paydasıdır o... Yani, Bekçi Murtaza’dan bile torpil isteyebilirsiniz. Yapar mı??Yapar. Biraz direnir ama sonunda yapar.
Hatır-gönül meselesi.
Türklüğün şânındandır.
***
Kavgaya değer mi yahu?
- İspat etsinler siyaseti bırakırım.
Lüzumsuz laf bunlar.
Ortada bir namus lekesi yok, yüz kızartıcı bir suç yok, eh, olmasa daha iyidir ama siyaseti bırakacak kadar ne var?
Allah, daha büyük ayıplardan korusun.
Allah, iftiralardan korusun.
Allah?“herkese hırsız yaftası asan” vicdansızlardan korusun.
-?Git, aklan da gel.
Kolay mı?
Aklansan bile çamurun izi kalmaz mı?
***
Bizde, karalanmakla aklanmak arasında bir fark yoktur. Müfteri, bunu bildiği için, siyasi rakiplerine çamuru sürer durur.
O da bağırır zavallı:
-?İspatlayamazsan seni müfteri ilan ediyorum.
Ayol istediğin kadar ilan et... Müfteri olmaktan kim ölmüş ki?.. Alnında müfteri yazan kimse var mı ki? Damgalandığınla kalırsın.
***
İşte, asıl felaket budur.
Yoksa, kadrolarına kendi adamlarını almış, birilerine iltimas yapmış, devede kulak.
Tabii bunlarda da hak yemek var ama kara leke kadar büyük değil.?Bu bakımdan değmez kavga etmeye.
“Siyaseti bırakırım” diyecek kadar işi büyütmektense, bundan ders alıp, kimseye kolay kolay namus lekesi sürmemeyi öğrenmemiz, bâri faydalı olacaktır.
İğne ve çuvaldız meselesi.
Paylaş