Paylaş
Hepsi bu mu?
Hayır...
Daha önce ihraç edilenleri unutmayın. Kızağa çekilenleri de unutmayın...
Hepsini alt alta yazın ve toplayın... Kaç etti?
..........
Bir de ithal edilenler var ki, onları saymıyorum. Onlar açılım ürünleri.
Belki de başkalaşım.
Ne demek o başkalaşım? Yâni, tanınmaz hal’e gelmek.
***
Ankara İl Kongresi’nden size bir cevher sunayım:
“Siyasetçinin işine, kadının işvesine aldanılmaz.”
Öf... Ne laf ama?
Siyasetçinin işine niye aldanılmaz? Siyasetçi hep aldatan mıdır? Sizin kitabınızda “aldatmadan iş yapan” siyasetçi yok mudur? Türkçe hatası bir yana, cevabını siyasetçiler versin.
..........
Kadın meselesine gelince...
Neymiş?
Kadının işvesine aldanılmazmış.
İşveden kasdı yâni cilve.
Size söylüyor ey kadınlar, aradan çekiliyorum. Cevabını siz verin...
Bu kongre, kadınlara hakaret yeri değildir. Kaldı ki bu arkadaş erkekleri de budala yerine koyuyor.
***
Konumuzla ilgisi yoksa da, unutmadan Hilmi Özkök Paşa’ya dönelim:
Paşa, gizlice namaz kılarmış.
Ne zaman bu?
Hani “İki öğrenci namaz kılarken yakalandı” türünden haberler okuduğumuz dönem vardı ya, işte o zaman.
Gördünüz mü?
28 Şubat yaklaşırken,
neler hatırlıyor insan.
Hiç iştahlanıp “yine yeşillendi fındık dalları” diye türküler söylemeye kalkmasın kimse.
“Bin yıl sürecek olan” 28 Şubat değildir, olsa olsa 28 Şubatçılardır. Çünkü uzantıları var.
İyi ki de var. O kafa’ya bakıp daima teyakkuz halinde olacağız.
Paylaş