Bu devirde

- Bu nasıl insan?

- Bu nasıl bir ruh ve vicdan?

Maskeler Türkiye’de üretildiği için, Yunan Parlamentosu’nda kıyamet kopuyor.. Milletvekillerinin bu maskeleri takmalarına şiddetle itiraz ediliyor.

***

Bu nasıl düşman diyeceğim ama düşman bile olamaz.

- Bu nasıl bir mahlûk?

- Bu nasıl bir kafa?

Edirne peynirinden tutun, baklavamıza kadar, sahiplenmedikleri nesne yoktur ama maskeler gururlarına pek dokundu.

Ümitsiz vaka...

Bunları Türk doktorlar bile tedavi edemez.

Zavallı Yunan Medeniyeti...

Ne hallere gelmiş.

Bir uyarı

“Bana dürüstlüğün resmini yapabilir misiniz?”

Çok kolay.

Kağıt peçeteyi havada sallayıp işte belge diyen birini çizerseniz harika olur.

Ama sahte imzalı bir kağıtsa, sakın ha... Evrakta tahrifat’a girer, mal bulmuş mağribi gibi hemen üstüne atlamayın.

Siyaset

Anketçi değilim.

Ama antenciyim.

Yani, antenlerim var.

Havayı her gün koklarım.

Aldığım son izlenim şöyle:

- Artık hiç kimse “erken seçim var mı” diye sormuyor.

Havlu atmışlar.

- Artık hiç kimse “Millet İttifakı’nın adayı kim” diye merak etmiyor.

Herhalde bıkmışlar.

- Zaten yoktu da ama hâlâ hiç kimse Parlamenter Sistem’e dönüp dönmemeyi konuşmuyor... Gündemleri bambaşka.

***

Edindiğim son izlenim budur.

Ankara hariç. Onu bilmiyorum.

- İmamoğlu’na gelince...

Kritik bir yerde ama kaybettiği puanları geri alabilecek kadar vakti var. Üstelik genel başkan dahil, adaylıkta ismi geçenlerin içinde rakibi yok.