Paylaş
O da iyi hoş adamdı ama Türk Ekonomisi’ni ta okyanus ötesinden bulup getirdiği bir gayrimilli Derviş’e teslim etmişti.
***
Şimdi Kemal Bey, bu işi daha da büyüttü:
Amerikan - İngiliz - Alman ekonomik sistemlerinden oluşan karma bir romantizme yöneliyor ve işin başına yine bir yabancıyı getiriyor.
Jeremy Rifkin adında biri.
***
Buyursunlar.
Kapitülasyonlara kadar yolu var.
Nasıl olsa sistem uygulayıcılar, Türkler değil, yabancılar olacak.
Yani Ali Babacan ve Faik Öztrak gibi yerli uzmanlara görev düşmeyeceği için, onlar bari bu kirliliğe hiç bulaşmayacak.
Fena mı?
Oturup şimdiden şükretsinler.
***
Lakin buna rağmen, çatlak sesler geliyor.
İçerilerden bağıranlar var:
- Yahu bizim içimizde ekonomiyi teslim edeceğimiz biri yok mu?
Susun... Bağırmayın.
Siz Ankara’ya, İstanbul’a “dışarıdan” belediye başkan adayı aranırken de “Yahu bizim içimizde adam gibi bir aday yok mu” diye bağırdınız da ne oldu?
Ayıptır sorması ama...
Yine dışarıdan:
- Ekmeleddin Bey’in ve Abdullah Gül’ün adı geçtiğinde “Yahu, bizim içimizde cumhurbaşkanlığına layık bir adam yok mu” diye bağırdınız da ne oldu?
***
Ve tabii, bir taze sual daha:
Bu Bay Jeremy Rifkin nereden çıktı?
Hatay Belediye Başkanı’nın üstü kapalı tarif ettiği adam bu muydu acaba?
- Vekâletnameyle geliyor olmasın.
Bilmem ki...
Akşener, birdenbire niye celâllendi?
E ortak değil mi?
Paylaş