Tribünde 12’nci adamı yok.
Başakşehir, buna rağmen şampiyon.
...........
Önceki şampiyonlara bakalım: Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzon, Bursa... Hepsinin coşkun seyircisi var, taşkın taraftarı var...
Son şampiyon ise bunlardan mahrum.
***
Onu destekleyen bir basın da yok...
Yazarı çizeri de yok.
Siyasi Partiler Yasası değişecek / Seçim Yasası değişecek.
Bir türlü değişmez.
Ama bu defa tamam
İskeleti kuruldu.
Sıra ayrıntılara geldi:
Halkı en ilgilendiren
kısmı nedir? Seçim barajı:
- Yüzde kaç?
Türkiye’nin her tarafı şantiye... Gitsinler oralarda çalışsınlar. Hem üç beş kuruş kazansınlar, hem de hayatta bir işe yarasınlar.
..........
Fakat bir dakika...
Kadın dövmek, artık meslek haline geldi ve milletvekilliğine kadar yükseldi.
Ama bu kadarı yeter.
Bir santim daha yükselirse bakanlığa erişecek.
“Kısıtlama”
Bayram öyle bir takvime
Kelimeleri dikkatli seçti, konuyu dağıtmadı, kimseye sataşmadı. Ve itirazı iyi anlattı.
Muhalefet böyle yapılır işte.
Neticeye varır veya varmaz, o başka.
Ama sakin ve olgun bir değerlendirme’ye ne kadar hasretmişiz meğer.
Hiç değilse neyin ne olduğunu anladık...
HDP’ye dair
Eşini döven HDP milletvekili, parti disiplin kuruluna sevk edildi.
Bu haberi çok sevdim.
Başında korona diye bir belâ var ama insanoğlu hâlâ yedi düvele çomak sokuyor, orayı burayı karıştırıyor.
Bu çürümüş bünye iflah olmaz.
Ne ikinci dalga, ne üçüncü dalga... Onu hiçbir şey tedavi etmez.
Aklı fikri silah, ölüm, işgal, istila, petrol, sömürü.
Gözü hiç doymaz.
***
Devlet dedikleri... Hatta süper devlet dedikleri kurumlar, aslında
bu kâinatta birer nokta, birer figüran olduklarını hâlâ idrak edemiyorlar.
60 yıldır hiç değişmedi.
Nezaketi dillere destan Menderes’e bile diktatör dediler. Şarkı uyarlayıp sokaklarda bağırdılar:
“Olur mu böyle olur mu
Kardeş kardeşi vurur mu
Kör olası diktatörler
Bu dünya size kalır mı”
...........
Nasıl ama?
Ne yapıyoruz?
- Kutluyor muyuz?
- Anıyor muyuz?
- Lanetliyor muyuz?
- Alkışlıyor muyuz?
- Yoksa utanıyor muyuz?
Hepsinden biraz var.
İşte öyle bir duygu...
Kendi karasularımıza nasıl sahip çıkıyor isek, misak-ı milli’ye nasıl sımsıkı sarılmakta isek, kendi vatan toprağımızdaki Ayasofya için yeni bir düzenlemeye de ancak biz karar verebiliriz.
Kimse karışamaz.
***
Ne UNESCO’dan izin alacağız, ne AB’den, ne ABD’den, ne de Rusya’dan.
Hele Yunanistan kim oluyor? Dış kapının dış mandalı. Tavşanın suyunun suyu...
Gitsinler önce Kudüs’e sahip çıksınlar...
Efes’i ziyaret edip günah çıkarmak kolay... Gitsinler Şagil İsrail’in başkentine, yallah.... Hazmedemedikleri, sadece bizim Bağımsız Türkiyemiz mi?
Yok öyle.