Gizli bir ajanda var da, bunu
18 yıldır hayata geçiremiyorlar, öyle mi? Rejimi değiştirmek için bir 18 yıl daha mı lazım?
Güldürmeyin insanı.
Bu bir.
.........
İkincisi
Başörtülü Kadın Hakim’lerin, hiç olmazsa -artık- meşruiyeti var. Peki, hâlâ geçerli olan şapka devrimi’ne rağmen Şapkasız Erkek Hakim’lere cumhuriyet düşmanı diyebilir misiniz?
Vallaha çok şakacısınız.
En kestirme yol budur.
Öğretmenleri ayrı, çiftçileri ayrı, hakimleri savcıları, sanatçıları, sporcuları ayrı kategorize edip, nefes tüketeceğine, milletin tamamını, kılıç darbesiyle bir seferde biçip ikiye böldü:
Ahlâklılar / Ahlâksızlar.
***
Biraz ayıp etti ama belki bir tevil yoluna gidecektir.
Belki “maksadını aşmıştır.”
Kimbilir.
Belki de milleti değil,
İki kuruş zam aldılar ama burunlarından geldi. Taksimetreleri güncelleştirmek için sıraya girmek ne demek? Kilometrelerce kuyruk.
Teknoloji çağında bunun başka bir yolu yok muydu?
Allah başka bir sıkıntı vermesin.
- Buna da razıyız.
Zira taksimetre denen medeniyet zaten bize 1982’de geldi. Askeri Rejim’in otoritesiyle.
.........
Daha önce ne vardı?
Hiç. Taksi ücreti için her köşe başında
Hemen erken seçim diye de tutturmayın ha.
Hemen hakaret’e de başlamayın. Suç işlemeden cümle kurmayı nihayet öğrenin.
En mühimi de, ne kadar muhalif olursanız olun ama Allahaşkına Türkiye muhalifi olmayın... Yeter. “Can ve mal güvenliği yok” diyerek kendinizi rezil etmeyin.
***
Günlük hayata bakarsak...
Bunu size söylüyorum.
Ey sahte erkekler!
Kadın dövmekten, kadın öldürmekten bıkmadınız mı?
Ta pazartesi sabahına kadar.
Bu bir ilktir.
2021’den başka hiçbir yıl’a, böyle muhteşem bir karşılama nasip olmamıştır. Hayırlı uğurlu olsun.
Havaya dikkat
Bugünler, kış’ın en soğuk günleri olması gerekirdi.
Hiç de öyle olmadı.
Ben bu kadar mülayim bir kış görmedim. Belki bu da bir ilk.
Gerçi daha ocak-şubat var
- AİHM kararı tıpış tıpış uygulanacak.
Yılın son yazısını bu şekilde noktalamak istemezdim ama söylemezsem olmaz:
- Ne demek tıpış tıpış?
Bu bir hukuki terim değil.
Siyasi bir terim hiç değil.
Ne bu?
- Bu bir mahalle ağzı.
***
Partilere bakın.
Kimi solcu olayım diyor, bir türlü olamıyor, oraya buraya savruluyor.
Kimi muhafazakârlığa özeniyor ama yüzüne gözüne bulaştırıyor.
Kimi renksiz kalayım diyor, onu da beceremiyor, sürekli renk veriyor.
***
İstanbul’daki Şeb-i Arus Törenleri, bu keşmekeşin en canlı örneğidir.
Ben de diyorum ki:
Yahu bırakın bunları.
AİHM kararının mutlaka uygulamasını isteyenler, iki gruba ayrılırlar.
Birincisi... Hukuktan çok hukukçu olanlar... Yani, mahkeme kararlarına gayet duyarlı olanlar... Yani? Başka hiçbir yere bakmadan ve sapmadan, salt karara saygı bekleyenler.
..........
İkincisi... Hiç ayrıntıya falan girmeden, hatta bir şey bilmeden ve anlamadan “Demirtaş’a özgürlük” bekleyenler...
Ve mahkeme kararını sırf bu sebeple onaylayanlar.
***
Pardon...
Bir grup daha var.